Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

31 Ocak 2010 Pazar

NOT...

Belirtmeye gerek yok sanırım fakat, küçük bir değişiklik yaparak, artık sizlerle www.defne-ela.com adresindeyim.

29 Ocak 2010 Cuma

2. AY VE YAŞADIKLARIMIZ...

Küçük kızım Defne, 1 ay daha büyüdü 2 aylık oldu. Günler o kadar hızlı geçiyorki, bebeğim doğmadan önceki hayatımda zaman geçerdi geçmesine ama sıkılırdım ve saate bakar dururdum akşam olsunda aşkım eve gelsin diye. Ya şimdi; akrep ve yelkovanı durduramıyorum bir bakıyorum sabah bir bakıyorum gün bitmiş bile. Razıyım hızla ilerlesin zaman, kızımın agularını, tavşan dişli oluşunu, emeklediğini, yürüdüğünü görebileyim sağlıkla. Şişşşşt sizi duyuyorum, okuyanlar ohooo daha dur zaman değilde sen çok hızlı gidiyosun der gibi geliyor kulağıma sanki:)

Defne artık annesini babasını tanıyor ve daha akıllı bakıyor etrafına. Beni görür görmez hemen sırıtıyor minik kuşum. Ama o gaz sancıları var ya beni deli eden, kızımın canını acıtan hala devam ediyor. Sırf bu yüzden yeterki ağlaması dursun diye ayakta sallanmayada beşikte pışpışlanmayada alıştı Defnecik. Uykularımız dahada düzeliyor zaman geçtikçe sanki. Tırnaklarıda çabuk uzuyor kızımın, ilk tırnaklarını keserken çok heycanlandım ya canını yakarsam diye. Kış mevsiminde olduğumuz için haftada 2 kez yıkıyoruz, yaz gelsede hergün yıkansa miniğim.

Veee 2. ay aşılarımız ve kontrolümüz için yine doktor amcamızı görmemiz gerekiyor ve düşüyoruz yollara. 20 ocak çarşamba günü " hoşgeldin Defne Ela" diyerek karşılıyor bizi doktorumuz. Maşallah kızım kilo almaya devam ediyor. 5580 gr, boyuda 58 cm olmuş bu ayda. Şimdi aşı zamanııı:( Anne beni kurtar der gibi nasılda gözümün içine bakıyor meleğim. İlk verem aşısı yapıldı kolundan, ardındanda karma aşı. Çok canı yandı çooook. Doktorumuz, aşılar ateş yapmaz merak etmeyin rahat olun demişti çıkarken ama pek öyle olmadı. Hastaneden ayrıldıktan sonra, kızımla bir ilki daha yaşadık ve dışarda yemek yedik. Bize izin verdiği için onu kocaman öptüm eve gelince ve teşekkür ettim:) devamınıda bekliyoruz dedim kulağına. Saatler ilerledikçe Defnede bir tuhaflık hissetmeye başladık, gözünü açmak istemiyor, açtığı zamanda baygın baygın bakıyordu bize. Hemen ateşini ölçtük ve o korktuğum şey başıma geldi kızımın ateşi 38.8 olmuştu hemen fitil verdik. Bütün gece gözümü kırpmadan Defneye baktım, durmadan ateşini ölçtüm, üzerindekileri çıkardım bir bady ile yatırdım. Yavaş yavaş düşmeye başladı ateşi ve bizde kızımda rahatlıyorduk. Normale gelince derin bir uyku çıkardı kızım. Ama bu ilk ateş çok üzdü beni sanırım aşılar etkileyecek miniğimi böyle. Yinede şükür , ateşi çıkacaksa aşıdan çıksın diyorum ve bu sayfalara hep güzel şeyler yazmayı Allah bana nasip eder diyede dua ediyorum.

BU ARALAR VAZGEÇİLMEZİMİZ....

Almak için çok düşündüğümüz, alalım dediğimizde hangisi olsun diye karar veremediğimiz en sonunda da çok doğru seçim yaptık iyiki almışısız dediğimiz Defne Ela'nın ana kucağı.Çok fonksiyonlu olduğu için uzun süre kullanabilecek kızım. Bizim gibi kararsız kalan annelere tavsiyemdir fisher price ana kucağı. Titreşimli,müzikli ve oyuncaklarının olması kızımı çok mutlu ediyor. Fotoğrafta bu kadar asabi çıktığına bakmayın siz:) küçüktü benim fındığım bu resimi çektiğimde, şimdi büyüdüde kendisi. Ah birde elleriyle oyuncakları tutmaya bir başlasa, bunada az kaldı sanırım.Çok sabırsızım değil mi:)

28 Ocak 2010 Perşembe

1. AY ve YAŞADIKLARIMIZ

Birbirimize zamanla alışıyoruz artık. İlk günler ağrılarım, uykusuzluk ve sebepsiz yere yaşadığım stres beni gerçekten bitkin ve yorgun bir anne moduna getirmişti. Bu böyle olmaz diyordum akşamları eşime,bir düzen oturtmalıyım kendimce. Çalışan annelere Allah yardım etsin diyorum. Akşamdan, sabah neler yapıcam, ne yemek pişiricem defne uyur mu, gelen giden olursa onlara ne ikram edebilirim ve daha fazlasını düşünüp duruyordum. Arkadaşlarım, kendini fazla yorma eski düzeni devam ettiricem derken sütün gider, defne uyudukça sende yat dinlen diyorlardı ama nerdeee. Defne uyur uyumaz sanki beynim hızla çalışmaya başlıyor, ütü mü süpürgemi mi yemek mi derken bir bakmışım ki bilgisayarın başına oturmuşum bile:) Eee "hani işler ,bir sürü şey sayıyordun demin" derken buluveriyorum kendimi:) Neyse ben biliyorum, kim ne derse desin kendimi yorucam tansiyonum düşene kadarda oturmuyacağım. Ama bir yandan iyi oluyor zaman geçtikçe hamileliğimde aldığım kilolarda gidiyor yavaş yavaş:)

Defne Ela sanki bizim yaptığım oyunları, söylediğimiz komik sözleri anlarmış gibi gülüyordu arada bize.Bu gülüceklerinin artmasını kahkahalara dönüşmesini, büyük bir hevesle bekliyorum kızım.Uykularımız eh işte idare eder şuan, tabi ben eh desemde gece yat kalk durumları çok zor gelmedi değil.Gündüz uykularımız var bazen uzun bazen kısa aralıklarla. Gecede emzirip yatırmama rağmen 2 ayrı zaman diliminde, gözünü açmadan acıktığını belli ediyor kızım bana ve hemen kucağıma alıp emziriyorum, sonra sabah 7 -7.30 gibi uyanıyor gaz sancısıyla birlikte. Nefret ediyorum bu gaz olayından bitsin gitsin artık:(

Kızımın 1 aylık kontrolü için hastane ve doktor arayışı içerisine girdik eşimle. Doğum yaptığım özel göztepe hastanesindeki çocuk doktorundan memnunduk ama evimize biraz uzak olduğu için yakın bir yer olması gerekiyordu. Sorduk soruşturduk, internetten araştırdık ve önceki deneyimlerimize dayanarak hisar hastanesine ve şuan kızımın doktoru olan Prof. Dr.Emin Ünüvar'a karar verdik. Çok iyi bir seçim yaptık sanırım, doktorumuz çok ilgili ve güler yüzlü.

21 Aralık pazartesi günü ikinci hepatit B aşımızı olmak ve aylık kontrolümüz için çıktık evimizden.Ama daha yolda başladı kızımın canı yanıcak düşüncesi ama alışmalıyız sanırım buna. Doktorumuzla uzun uzun konuştuk bebeğimizin gelişimini.İlk çocuğumuz olmasından dolayı, ufacık bir konuda panik olmanız doğal dedi doktor amcamız. Defne Ela maşallah iyi büyüyordu ve sağlıklıydı.Boyu 55 cm kilosuda 4400 gr olmuştu bile. Kızım üzerindekileri çıkarınca banyo yapıcak sandı herhaldeki çok mutluydu etrafı öyle bir izliyordu ki fındığım. Ve o acı son :) doktor amcası bacaklarından tutmasıyla kızım ağlamaya başladı . Eşim ve bende ayrı bir huzursuzluk kızımızın canı yanıyor diye. Geçicek meleğim geçicek birtanem geçicek annem deyip , kucakladım hemen kızımı. O kadar sıkmışımki kendimi ne kadar terlediğimi dışarı çıkınca anladım. Doktorumuzun, 1 yaşına kadar hergün kullanmamızı önerdiği vitamini alıp evimize geri döndük.


Aaa bu arada söylemeden geçemiyeceğim kızım emzik emiyor. Aslında hiç verme taraftarı değildim.Alışveriş sırasında "alalım ama ben vermem bebeğime" demiştim hiç unutmuyorum:) Bir deniyelim bakalım alıcak mı demeye kalmadı kızım neredeyse karşıdan kapıcaktı emziği:) Sanki açmış gibi nasıl emiyor canım benim. Doktorumuz keşke vermeseydiniz dedi ama ne yapalım inşallah çok uzatmadan vazgeçer kızım emzikten.

27 Ocak 2010 Çarşamba

BEBEĞİMİN 40 BANYOSU ve 40 UÇURMASI...

Bebeğim ilk banyosunu, göbeği düştükten sonraki gün yapmıştı yani 12 günlükken. Ama ben cesaret edemediğim için yanımda abimin eşi, şirin Sezenimin annesi Kevser olduğu için o yıkamıştı Defne Ela kızımı.Maşallah kızım hiç ağlamadı suyu çok sevdi inşallah böyle devam eder. Sonraki banyolarında yıkama durulama işini ben üstlendim:) şimdi babaannesiyle beraber yıkıyoruz kızımı.

Miniğim büyümüş 40 günlük olmuştu bile. 40 banyosunda neler yapılır neler denir bilmediğim için herkesten fikir alır oldum.Kimisi "çiçekler atın suyuna güzel koksun" kimisi "çok iyi gelir 40 süpürge teline ihlas okuyun suyuna atın" kimisi 40 taş kimisi 40 fasulye yada nohut, kimisi altın atın dediler.Bu böyle sürüp gidiyor anlıyacağınız.Bende ne mi yaptım herkesten alıntılar yapıp kızımın suyunu hazırladım ortaya karışık yaptım yani:) Çiçek atmak istiyordum suya ama kış mevsiminde etrafımızda çiçek falan yok ki koparalım derken babamız "ben kızıma mis gibi çiçekler alırım" dedi ve bu güzel buketi getirdi kızına.Teşekkür ederiz babası:)


Canım kızım misler gibi koksun herzaman .

Su perisi kızım 37 günlük olduğunda büyüklerimiz artık gezmeye çıkabilirsiniz dediler bize.Gezip eğlenmeye çok düşkün biri olmayan ben için çokta zor gelmedi eve kapanmak ama arada çıkmak bile yetiyormuş insana bunu anladım.Sanki bayrama hazırlanıyor gibi hissettim kendimi, eh gerçi kızımın bayramı sayılırdı.37.günümüzde babaannemize çıktık usluydu kızım maşallah sevmişti dedesinin evini. 40. günü için çok yere davet edildik. Bizde 39.gün kızımın Rukiye teyzesine gittik.Rukiye teyzemiz neler neler hazırlamış bizim için,afiyetle yedik herşeyden, tekrar teşekkür ederiz.Kızıma çok güzel bir hediye almıştı kızçeler, onun resmi şuan yok bilgisayarımda yukler yüklemez onuda koyucam buraya.Bu fotoğrafta alnına un sürülmüş bir durumda kızım.Eeee adetler böyleymiş.Rukiye teyzemize çok teşekkür ederiz herşey için.

Eveeet asıl 40. günümüz çok önemli birgüne yani yılbaşına denk geliyordu.2 ayrı ve güzel günü birleştirdik Meltem teyzemizde.2010 a gireceğimiz bugünde çok usluydu kızım yine.Bütün bir akşam uyudu, anne babasına sohbet için fırsat verdi benim meleğim.İdil Su ablası ve babalarıda uyuttuktan sonra mekan annelere kalmıştı:) Bizde uzun sohbetler kahve çaylar derken sabahlamıştık.Meltem teyzesi de kızıma çok güzel hediye almış, herşey için bütün akşam ve sabaha kadar bizleri ağırladığı için ve ayrıcaaa bana aldığı özel bir hediye içinde sonsuz teşekkürler canım dostum:) Buda kızımın İdil Su ablası.


2010 yılına kızlarımız uyurken girdik, hem 40 mız uçtu hemde koca bir yıl.Yeni yıl herkese her eve sağlık, mutluluk,huzur getirsin diyerek yeni yıl mesajımıda buradan kısaca vermiş bulunuyorum:)

Gezmelerimize kısa bir ara verdikten sonra Ekim teyzemizde aldık soluğu. Bizim için çok rahat bir akşam olmuştu yine.Kızım Ceren ablasının şirin ve akıllıca konuşmalarını, bizlerin muhabbetini duyamayacak kadar derin bir uykudaydı çünkü:) Pusetinden hiç kaldırmadan evinize geri dönmüştük o akşamda.Ekim teyzemizede burdan çok teşekkür ediyoruz kızımla, herşey çok güzeldi hediyeleride.İşte buda Ceren ablası ve kızım:)

Gezmelerimizin her birini daha güzel fotoğraflarla burda yayınlamak isterdim ama elimde güzel fotoğraflar olmadığı için bunlarla çıkıyorum karşınıza.Defne kızımdan da fırsat bulamadığım için çok hızlı ve pat diye yayınlıyorum yazılarımı eksiklerim kusurlarım çoktur affola....

ANNEE BURDA BİŞEY GÖRDÜÜM:)

Anneciiim, sen beni buraya yatırdın ama ben burda bişeyler görüyorum. Senin gözünden kaçmış ama benim gözümden kaçmadı baak.Ellerimide kullanamıyorum ki şu ipi şurdan çeksem, durmadan dikkatimi çekiyor. Eeeee anamın kızıyım ben gözüme birşey batmasın:))

26 Ocak 2010 Salı

YENİ BİR BAŞLANGIÇ ...


Evet yeni bir başlangıçtı defne ela kızımın hayatımıza girmesi.Hamile olduğumu öğrendiğim o gün sevinçten yağmur altında hışkırarak ağlamıştım inanmak çok zor olmuştu benim için.Hiçbir zaman yanımdan ayrılmayan ve hep destek olan canım aşkımda gözleri dolu bana bakıyordu sarılarak.Evet hamileydim ve önümde kocaman 9 ay vardı bu haberi en yakın dostlarımızla ve ailelerimizle paylaşmak için sabırsızlıkla telefona gitti ellerimiz.Tüm dostlarımız bizimle beraber sevinç çığlıkları attılar sağolsunlar.Elimdeki hastaneden aldığım sonuca durmadan bakıyor aman Allahım diyordum gerçekten anlatılması çok güç bir duygu.Allah herkese bu duyguyu yaşatsın diliyorum.


İlk haftalar çok sıkıcı ve çekilmez oldu benim için dikkat etmem kendimi yormamam gerekiyordu bir süre.Badem,ceviz,kayısı yemekten artık midem allah bullak olmuştu:) kii hiç sevmem. Neyse fazla detaya girmeden şükürler olsun ki Rabbime çok sağlıklı bir hamilelik geçirdim. Çalışmadığım için evde ve çok sık olmasada akşamları eşimle dışarı çıkarak hafta sonlarıda bebeğimize alışveriş yaparak geçirdim hamileliğimin büyük bir zamanını.Son 2 ayda fazlasıyla ödem oluştuğu için kızımda kocaman olduğu için yürümekte zorlanır olmuştum. Son aya kadar hamile olduğumu anlamadım desem yeridir. Tabi bazı kötü olaylarda oldu hamileliğim sırasında ama herşey yoluna girdi.


Ay ay hafta hafta anlatılcak çok şey var aslında hamileliğimde ama çoğu kişinin yaşadığı şeyler bunlar uzatıpta okuyanların okuma hevesini kırmak istemiyorum:)


Doğum için son haftalara yaklaştıkça çok farklı şeyler düşünür oldum. Korku,heyecan,mutluluk herşey kafamda karmakarışık olmaya başladı.Kocaman 5 yıl geçmişti eşimle başbaşa,şimdi aramıza minicik biri daha katılacaktı ve bu beni sevindirdiği gibi bir o kadarda düşündürüyordu. Elimden geldiğince tertip ve düzeni seven biriyim ve sabırsız bir yapım var çevrem bunu iyi bilir.İşte bu düzeni bebeğim dünyaya geldiğinde devam ettirebilecek miyim eskisi gibi heryere her işe yetişebilecek miyim eşimle arama mesafe girer mi vs vs bir sürü sorular yedi bitirdi beni.Ailem ve yakınlarım "eee yeter artık çok rahat ettin" sözlerini çok sık duyar oldum hamileliğim boyunca:) Kim ne derse desin duygularım birbirine girmiş, doğumu düşünemiyordum bile. Son haftada annem babam ve ablamında gelmesiyle heh dedim zaman doldu herkes toplanıyor benim ve bebeğim için.


21 kasım 2009 cumartesi sabah uyandım hazırlandım diyemiyeceğim çünkü bu aceleci yapım sayesinde herşeyim akşamdan hatta birkaç gün öncesinden hazırdı bile. sadece giyinip çıkacaktık.Yanımda eşimle birlikte canım ablam ve kayınvalidem vardı.Evden çıkarken annemi ve babamı öpmedim çünkü ağlayarak onları o an üzmek istemedim.Hastaneye geldiğimizde herkes çok güler yüzlü karşıladı bizi ve odamıza çıktık hemen. Doktorum geldi biraz konuştuktan sonra beni hazırlayıp doğuma aldılar. Elimi sıkıca tutmuştu eşim ama bir süre sonra ayrıldık .Gözlerimi kapadım doğumhaneye girerken etrafı görmemek için ve doktorumun hadi uyuyalım artık demesiyle gözlerimi kapadım.


Veeeee o an....


Sabah saat 9.00 da kızım dünyaya merhaba demişti bile. Odamıza benden önce gelmiş babasının kucağında yerini almıştı. Gözümü açmaya, kendime gelmeye çalışırken sürekli bu benim mi demişim minik kızıma bakarak. Ve tam ayıldığımda uzun uzun baktım bebeğime Allahım nasıl bir duygudur bu nasıl bir andır ki insana herşeyi bir anda unutturan. Kucağıma aldım kızımı ,miniğim nerdeyim neler oluyor der gibi bir arayış içerisindeydi ki bizde o aradığı şeyi hemen kızıma verdik:) Önce ailelerimiz,sonra çok sevdiğimiz dostlarımız arkadaşlarımız bizi ziyarete geldiler.Hepsine burdan tekrar teşekkür ediyoruz kızımla. Uykusuz,yorgun,bir o kadarda mutlu ve çekirdek aile olmuş bir şekilde 2 gün sonra evimize gitmek için hastaneden ayrıldık.


Eveeet evimize geldik kucağımda masum minik çok güzel bir bebekle. Kapıdan içeri girerkende haydi kızım dedim yeni bir hayat yeni bir başlangıçsın bizim için hayat sana bana ve babana tüm güzellikleri sunsun diyerek adımımı attım gözümdeki o sevinç gözyaşlarıyla.


Hoşgeldin bebeğim hoşgeldin kızım............


25 Ocak 2010 Pazartesi

HOŞGELDİN MUCİZEM

Canım kızım hayatımızın anlamı ;
babanla seni çok bekledik ama şükürler olsun artık kucağımızdasın.
seni çok seviyoruz bebeğim.

MERHABA HERKESE

Bloglar alemi, bende artık aranızdayım hemde minik kızım defne ela ile birlikte. Artık fırsatım oldukça burda olacağım. Gerçi meleğim annesine pek fırsat vermiyor ama birşeyler yapacağız artık.

Herkese kocaman MERHABAAAAA:)

24 Ocak 2010 Pazar

Su Perisi

Zeus’ün oğlu Işık Tanrısı Apollon,ırmak kenarında dolaşırken genç ve güzel bir kız görür.Bu eşsiz güzel Defne’dir.Apollonun içinde arzular uyandırır.Onunla konuşmak ister.Fakat Su Perisi içinden geçenleri anlamıştır.Kaçmaya başlar.O kaçar,Apollon kovalar...Çapkın Tanrı bir yandan “kaçma,seni seviyorum... Diye bağırır.Defne ise, Tanrılarla sevişen kadınların başlarına neler geldiğini bildiği için korkuya kapılır ve kaçmaya devam eder.Apollon’a bu güzel periyi muhakkak yakalamak istemektedir.Aralarındaki mesafe gittikçe kısalır ve bir an gelir ki Defne,Apollon’un sıcak nefesini saçlarının arasında duyar.Artık kurtuluş imkanı kalmadığını anlayan güzel Defne,birden durur ve ayağı ile toprayı kazıyarak şöyle bağırır:

“-Ey toprak ana!...Beni ört sakla,beni kurtar!.....

Bu içten yalvarış üzerine.Defne,organlarının ağırlaştığını,odunlaştığını hisseder.Olgun göğüsünü gri bir kabuk kaplar.Kokulu saçları yapraklara döner.Kolları dallar halinde uzar.Körpe ayakları kök olup toprağın derinliklerine dalar.Bir Defne Ağacı oluverir....
Bu manzara karşısında şaşıran Apollon.Defne’nin ağaç oluşunu üzüntü ile seyreder.Sonra Ona sarılır ve sert kabukları altında hala çarpmakta olan kalbinin sesini duyar.

“-Defne.der, bundan sonra sen,Apollon’un kutsal ağacı çelengi olacak.Değerli kahramanlar,savaşlarda zafere ulaşanşar,hep senin yapraklarında alınlarını süsleyecekler.Şarkılarda şiirlerde adımız yan yana geçecek...
Bunun üzerine Defne,dallarını eğerek Apollon’u saygı ile selamlar.