Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

22 Nisan 2010 Perşembe

5.AY VE YAŞADIKLARIMIZ......


Herkese kocamaaan merhabalar. Defnoş uyurken hemen yazmam gerekiyor diye düşünerek oturdum bilgisayarımın başına. Hafta sonu ve 1 hafta buralarda olmayacağım çünkü. Kızımla birlikte anneannesi ve dedesini ziyarete gidicez kısmet olursa. Defne doğduğundan beri ilk kez bu kadar uzak kalıcak evinden ve babasından:( Neyse bunların detayınıda döndükten sonra anlatırım sizlere inşallah.

Gelelim benim minik kızımın 1 ay daha büyümüş olup yaptığı yaramazlıklara:)


Günler gelip geçiyor, Defnecikte 5 aylık kocaman bir kız oluveriyor işte. Şükürler olsun herşey yolunda. Bu ayda sağlıklı bir şekilde bitti. Sadece 2 hafta öncesi yaşadığımız ufak bir sorun dışında. Vücudunda oluşan minik sivilceler sebebi ile doktoruna götürmek zorunda kaldık Defne'yi. Ateş, kusma, ishal gibi bir sorunu olmadığı için deriden yada ağız yoluyla mikrop kapmış olabileceğini söyledi doktorumuz. Nasıl oluyorda bu kadar dikkat edilirken mikrop kapıyorlar anlamış değilim. Verdiği 2 şurupla birlikte hemen kayboldu sivilceleri.

Prensesim bu ay yerde dönmeyi, yuvarlanmayı, oyuncaklarıyla oynamayı, konuşmayı istercesine değişik sesler çıkartmayı, insanları yabancı ve tanıdık olup olmadıklarını ayırt etmeyi ki bu en kötü olanı:), camdan, dışarıda oynayan abi ve ablalarını izleyip onlara şımarıklıklar yapmayı, annesine dahada düşkün olmayı ( bundan hiç hoşnut değilim ), yere ayaklarını bastırarak tuttuğumuzda adım atmayı öğrendi.

Dün aylık kontrolümüz ve 2. doz rotavirüs aşısı için doktorumuza gittik. İki seferdir Defne odaya girer girmez etrafı ve doktorunu tanıyıp, sanki bir yerini sıkıyormuşçasına çok ağlıyordu. Buda bende ayrı bir stres yapıyor tabiki. Bu kez tedbirli davrandım ve Defne kucağımda otururken anlamadan muayene için üzerindekileri çıkardım:) Bunu tek elle yaptığım için, doktoru bravo çok pratik oldu bu dedi. Eeeee naparsınız rahat dursunda bende ter içinde kalmayım dedim içimden. Çokta başarılı oldum ve ağlamadan çıktık hastaneden. Defne 5. ayınıda yine çok sağlıklı bitirdi, maşallah kızıma. 7.740 kg, boyuda 66 cm olarak büyümüş benim miniğim. Anne sütüne devam, ek gıdaya gerek yok herşeyi sağlıklı ilerliyor, çok iştahlı bakarsa meyve tattırabilirsin ama sadece tadımlık, 1 ay sonra öğüne geçicez zaten dedi Emin Bey. Veee en önemlisi artık gaz sancılarımız bitti çok mutluyum:))

İşte böyleeee. Şükürler olsun ki 1 ayı daha hayırlısıyla bitirdik darısı gelecek ayların başına:)

15 Nisan 2010 Perşembe

ÇİKOLATA SOSLU HAVUÇLU KEK.....

Herkese hayırlı cumalar diliyorum öncelikle. Bu mübarek günün bereketi huzuru üzerimizden eksik olmasın.



Bu keki hemen hemen herkes bilir ve yapar. Ben genelde sos kullanmadan yapıyorum fakat geçen gün değişik olsun diye çikolata sosu döktüm üzerine, çokta güzel oldu tavsiye ederim. Tarifi, çooook önceden Oktay Ustanın tv de yayınlanan programında yapmasıyla almıştım ve denemiştim. O gün bugündür hep aynı tarifi yapar ve herkesten tam puan alırım:) Yemek ve yapmak isteyenler için işte tarif,

MALZEMELER:

4 yumurta

1.5 su bardağı şeker

3 su bardağı un

1 su bardağı sıvı yağ

3 su bardağı havuç

1 limon kabuğu rendesi

2 tatlı kaşığı tarçın

1 su bardağı çekilmiş ceviz

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

1 paket Dr Oetker çikolata sosu


YAPILIŞI:

İlk olarak yumurta ve şekeri iyice çırpalım. Sonrasında diğer malzemeleride tek tek ekleyip karıştıralım. Kekinizden iyi sonuç almak için her zaman unu eklerken kabartma tozuyla karıştırıp öyle ilave edin. Kabarmasında çok etkili. Karışımı, yağlanmış kek kalıbımıza yada isterseniz tepsiye boşaltalım. 170 dereceye ayarlanmış fırına atıp pişmeye bırakalım. Kek pişerken, çikolata sosunu tarifine uygun bir şekilde hazırlayıp fırından çıkarttığımız sıcak kekimizin üzerine dökelim. İsterseniz soğuduktan sonra hindistan cevizi ile süsleyebilirsiniz. Afiyet bal şeker olsun:))

UYUYAN PRENSES PASTA.....




Buna köstepek pasta diyenlerde var ama biz ailece uyuyan prenses olarak yapıyoruz bunu:)) Hem görüntü hemde tat olarak çok güzel ve hafif. Denemenizi tavsiye ederim. 1 gün önceden yapıp buzdolabında bekletirseniz dahada güzel oluyor buda benim önerim. Bu pastayı yine Defne'yi görmeye gelen misafirlerime sunmak için hazırlamıştım resmini çekmiştim. Dediğim gibi hep aceleden çekildiği için böyle özensiz kusura bakmayın:) Gelelim tarifine,

MALZEMELER:

Keki için:

4 yumurta

1 su bardağı şeker

1 paket kakao

1 yemek kaşığı sıvı yağ

1 paket kabartma tozu

1 su bardağı un


İçi İçin:

1 litre süt

1.5 su bardağı şeker

1 su bardağı un

yarım paket sanayağ ( ben kullanmıyorum)

1 paket vanilya

YAPILIŞI:


Kek malzemelerini önce şeker ve yumurta olmak üzere iyice çırpalım. Yağ, kakao, kabartma tozu ve unuda ekleyip tekrar karıştıralım, küçük borcam tepsimizi yağlayıp harcı boşaltalım. 170 dereceye ayarlanmış fırında kek pişene kadar pişirelim. Fırından çıkardıktan sonra üzerine bir tepsi kapatalım ki kekin terleyip kolay çıkmasını sağlayalım. Tepsiden çıkarılan keki ikiye bölelim. Bir katını resimde görüldüğü gibi derin bir kaseye yavaşça bastırarak yerleştirelim. Bu arada keki soğutmayalım ki kırılmasın. Ben porselen yemek takımlarının büyük kasesini kullanıyorum bu pasta için.


Kekimiz pişerken muhallebisinide bir yandan hazırlamış olalım ki ılık bir şekilde kekimizin üzerine dökebilelim. Muhallebisi içinde bütün malzemeleri bir tencereye koyalım ve hiç bırakmadan karıştırıp , kaynayıp kabarcıklar olana kadar pişirelim. En son içine katı yağ ekleyebilirsiniz isteğe bağlı tabiki. Sonrasında resimlerde görüldüğü gibi muhallebiyi kase içindeki kek üzerine dökelim. Diğer parçayıda muhabellebinin üzerine koyup düz bir tepsiyle kapatalım.


Buzdolabına bu şekilde koyup 2 saat sonra ters çevirelim. Servis ederken kaseyi alıp dilim dilim keselim. Dilim olarakta resmi var ama çok kötü yahu:)) Afiyet olsun.....

Anlatım konusunda acemiyim arkadaşlar, çok mu uzattım yoksa anlatamadım mı artık siz karar verin. Ustalardan affola:)))

14 Nisan 2010 Çarşamba

FIRIN SÜTLAÇ.....


Eh birazda mutfağa girelim değil mi? Çıktığımda yok aslında ama yaptığım hiç birşeyin fotoğrafını çekmek kısmet olmuyor.Herşey aceleden hazırlanıp sunulduğu için sizinle paylaşmaya imkan yaratamıyorum. Yine arşivden, önceden yapıp resmini çektiğim bu tarifi yayınlamak istedim. Resim biraz kötü öylesine çekmişim bir hevesle:)
Şerbetli tatlılarla pek aram yoktur. Sütlü tatlılar tercihim. Tatlı yapmam için çoooook canımın çekmesi lazım yada misafir gelicek ki öyle. Fırın sütlacı seviyorum, üzerindeki yanık sağlık için hiç iyi olmasada bence süper bir tat veriyor. İşte tarifi,


MALZEMELER:

1 litre süt

yarım su bardağı pirinç

2 su bardağı su

2,5 yemek kaşığı nişasta

1,5 su bardağı şeker


YAPILIŞI:

Pirinçleri yıkayıp su ile birlikte tencereye koyalım. Pirinçler iyice kabarana dek 15 dk pişmesini bekleyelim. Daha sonra süt, şeker ve biraz suyla erittiğimiz nişastayıda ekleyip arada karıştırarak kaynatalım. Kıvama geldiğinde toprak yada ısıya dayanıklı kaplara boşaltarak , fırın tepsisinin dibine biraz su koyalım ve sütlaç kaselerini yerleştirelim. 200 derece ayarlanmış fırının en süt kısmına koyarak üzerleri kızarana kadar tutalım. Fırından çıkarıp soğuttuktan sonra çekilmiş fındık veya cevizle servis yapalım. Afiyet olsun.




13 Nisan 2010 Salı

BİRKAÇ FOTOĞRAFLA İSTANBUL...

İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım diyemiyeceğim tabiki:) bloğuma hiç zaman ayıramıyorum bu aralar. Tamam şimdi hazırım dediğim her an birşey çıkıyor ve bırakıyorum. Misafir yoğunluğuda işin içine girince zaman kalmıyor anlıyacağınız.

Bahar geldi yaz kapımıza dayanmışken, benim gibi dışarı çıkıp gezme imkanı çok olmayanlar için, arşivimde bulunan birkaç fotoğrafı paylaşmak istedim.

















Bu yaz sonu, inşallah daha güzel ve değişik fotoğraflar yayınlamak nasip olur. Şimdilik bu kadar.