Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

28 Mayıs 2010 Cuma

EK GIDAYA GEÇTİK....


Büyük bir hevesle beklediğim, hem kızıma yeni yeni tatlar hazırlamayı hemde kızımın bunlara tepkisini merak ettiğim zaman geldi ve işler başladı anne tarafında. Anne diyorum çünkü babalar bu konuda çok relaxlar neden bilmem yada benim eşimin her zamanki hali bu:) Ben, acaba yiyecek mi diyer her telaşlanışımda, sıkma canını şimdi yemezse sonra yer yavaş yavaş diye rahat bir tavır sergiliyor kendisi:)

5.ayını bitirmişti Defne ama doktorumuz , ek besin vermene gerek yok, sadece yediklerinizden az az tattır demesine rağmen son 2 3 haftadır öğün halinde meyve sebze püresi hazırlıyor ve yoğurt mayalayıp veriyorum meleğime. Eh artık 6 aylık oldu Defnoş bir sürü lezzet onu bekliyor. Çok heyecan verici , sonu hüsran bile olsa uğraşması çok güzel.

Sabah saat 10 gibi meyve püresi, 13 gibi sebze püresini akşam 18 gibide yoğurt yiyor kızım. Aralarda anne sütü almaya devam.

İlk meyve püresi hazırlayıp yedirdim, hiç sorun çıkarmadı yerken. Bursadan kendi bahçemizden toplanmış organik elmalarla başladım meyve püresine. Hiç suyunu sıkıp vermedim, direk püreyle başladım ben. Daha sonrasında organik diye marketten aldığımız armut, şeftali, kayısı, girdi meyve püresinin içine. Son birkaç gündür pekmezde ekliyorum, birgün keçiboynuzu, birgün üzüm pekmezi. Doktorumuza danıştığımda tabiki verebilirsin, çokta iyi olur yanıtı aldım.

Sebze püresinde ise, kabak, havuç, patates kullandım ilk olarak. Bir iki gün sonra irmik ekledim, sonrasında irmik mercimek pirinç olarak dönüşümlü değiştirdim. Sebzelere daha sonraki günlerde brokoli, enginar, taze fasülyede ekledim. Pişirme işlemini, sebzelerin vitamini gitmesin diye düdüklü tencerede yapıyorum bir miktar su kullanarak. Piştikten sonra suyunu süzüyorum tel süzgeçten geçirip, biraz zeytinyağı ve süzdüğüm sudan ekleyip öyle yediriyorum Defne Ela'ya. Fakat bu püreyi hiç severek yemiyoruz e haksızda değil kızım, tatsız tuzsuz birşey, bende olsam bende yemem ama sağlıklı büyüyebilmesi ve yeni tatlara alışması için mecbur yiyecek zorlada olsa. Tuz ve şeker kesinlikle yasak dedi doktorumuz.

Yoğurt kısmına gelince, günlük süt alıp, hergün taze olarak mayalıyordum ama keçi sütünün onayınıda alınca Dr.Emin Bey'den 2 gündür keçi sütüyle yapıyorum yoğurdu. Bunun için aldığımız Weewell yoğurt makinesi kullanım açısından çok rahat oldu benim için. İllaki olmak zorunda değil tabiki, olmasada olurlardan bence ama alındı işte:) Yoğurduda severek yemiyor Defne, arada içine cicibebe koyuyorum fakat öyle yada böyle bunuda yediriyorum.

Birkaç hafta sonra değişik çorbalarda yapıcam kızıma. 2 defa evde yapılmış ve sadece suyla pişirdiğim tarhana çorbası yaptım yedirdim. Değişik çorba tarifleri aramaktayım.

İnşallah zamanla canım kızım yedirmek istediğim herşeyi kabul eder ve üzmez annesini.


26 Mayıs 2010 Çarşamba

6. AY VE YAŞADIKLARIMIZ.....


Defne Ela kızım, 6 ayınıda çok şükür sağlıklı bir şekilde bitirdi. Çok şey öğrendi çok şey değişti bu ay hayatında. Daha neler öğrenecek meleğim zamanla, bende sizlerle paylaşacağım inşallah.

En büyük değişimi, ek gıdaya geçişi oldu kızımın. Doktorumuz, daha bugün artık öğüne geçebilirsin dedi fakat ben son 2 haftadır zaten öğün olarak vermeye başlamıştım sebze, meyve püresi ve hergün taze olarak mayaladığım yoğurdunu. Ayrı konu olarak yazıcam ek gıda olayını şimdi kısa kesiyorum o yüzden.

Artık yerde oyun halısında durmuyor Defnoşum. Durdurmak ne mümkün. Yuvarlanıyor, dönüyor, oyun alanından çıkıp halının üzerinden, koltuk altına girmesine az kala toparlıyorum yerlerden:) Tehlike durumuda artmış oldu artık. Daha dikkatli olmak zorundayım, öyle yere bırakıp işime bakayım demek zorlaştı benim için. Gördüğü herşeye uzanmak, eline almak, ağzına sokmak istiyor miniğim. Çok meraklı çok. Oturmayı pek sevmiyor kızım. anında yatıp yuvarlanmayı istiyor. Elleri sürekli ağzında, parmakları bırakın yumruklarını sokuyor büyük hırsla. Dişlerinde halen bir gelişme yok. Bakalım ilk dişi ne zaman merhaba diyecek bekliyorum merakla.

Herkese gülücükler saçıyor, kim pişt dese auu diye bişeyler söylüyor kuzum. Ama kime giderse gitsin benim sesimi duyar duymaz çığlık atıyor sevinçten.

Gelelim bu ayki doktor kontrlümüze. Hastaneye girer girmez ürktü kızım ve doktorumuzun odasına yaklaşınca ağlamaya başladı koridorlar inledi gerçekten ama çabuk susturdum zor olmadı.Bugün üçüncü doz hepatit B ve karma aşısı yapıldı. Beni şaşırtan aşısı yapıldığında pek ağlamadı kısa sürdü daha doğrusu. Dayanıklı kızım benim:)) Annesine çekmiş bu konuda. Rutin kontrolleride yapıldı, herşey çok şükür yolunda. D vitamini almaya devam, bu ay demir ilacınada başlıyoruz. Kilo alımı yine iyi kızımın 8610 kg olmuş maşallah. Bir aksilik bir sorun olmadığı sürece 3 ay sonra doktorumuzu gürücez. Sorularımızı sorduk cevaplarımızı aldık ve doktorumuzun bizi öğünler konusunda bilgilendirmesinin ardından hastaneden ayrıldık.
Her ay sonun güzel yazılar yazmak dileğimle.......

24 Mayıs 2010 Pazartesi

BUDA GEÇTİ AMA OLSUN:)




Geçte olsa yayınlamak istedim. Çünkü bu benim ilk anneler günümdü. Sabah gözümü açtığımda kızım babasının kucağından bana uzanarak , annecim günün kutlu olsun demek istercesine, kocaman güldü ve yanaklarıma yapıştı. Canım benim, meleğim benim, Allahım bana bu güzel duyguyu yaşattığın için binlerce kez şükürler olsun. Grip dolayısıyla biraz buruk geçsede bu güzel gün, eşimin hazırladığı mis gibi kahvaltı ve masada duran bir buket çiçek beni kendime getirmişti. Böyle özel günlerde çok incedir kendisi:) Teşekkür ederim canım aşkım:)
ANNEMİN, KAYINVALİDEMİN VE TÜM ANNELERİN GEÇMİŞ ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.....

Sonrasında ise hazırlanıp dışarı çıktık ,biraz hava alalım diye vee çok güzel bir yer keşfettik eşim sayesinde. Çekmeköy'de mutlaka gidip oturup kahve içilmesi gereken bir yer diye düşünüyorum ve tavsiye ediyorum.Mis gibi havası ve yeşillikler için çiçek böcek harika İşte küçük bir karede Robert's coffee.


22 Mayıs 2010 Cumartesi

GECİKMİŞ BURSA ANIMIZ....



Evet gecikmiş diyorum bildiğiniz gibi döndükten sonra araya giren hastalık sorunlarından dolayı yazamadım.
Koca bir haftayı dolu dolu geçirdik. Ailemle, kızımla ve bizi merakla bekleyen yakınlarımız, sevdiklerimiz ve arkadaşlarımızla. Öyle özlemişim ki uzun sohbetler etmeyi kahkahalarla gülmeyi, annemin yemeklerini ve ablamın, yengelerimin yaptığı pastaları:)) Elimi sıcak sudan soğuk suya sokmadılar canlarım benim. Hergün benim için gelen misafirlerimize muhteşem pastalar börekler yaparak mutlu ettiler beni. Çok güzel ağırlandık anlıyacağınız, her zamanki gibi.
İlk gittiğimiz akşam geç olmasına rağmen herkes oturmuş bizi bekliyordu, daha doğrusu Defne'yi özellikle. Defne gece uykusundan uyandı hemen ilgi karşısında ve sevgi çığlıkları atan, bir sürü gülen göz gördü etrafında, haliyle küçük bir şok geçirdi diyebilirim. Yabancılar ve ağlar diye çok korkuyordum ama hiçte öyle olmadı sanki hep berabermişiz gibi sırıttı benim güzel kızım herkese.

Sonraki hergünümüz kalabalık ve yoğun geçti. Komşularımız, akrabalarımız, arkadaşlarım derken nasıl geçti anlamadım bir hafta. Fırsat buldukça kocaman bahçemizde yeşillikler içinde oturduk kızımla. Eh buda çarptı sanırım bizi:) Sadece birgün ateşlendi biraz ama geçti. Yada bu hastalık belirtisiydi ben anlamadım.

Ayrıca Nurcan arkadaşımada burdan çok çok teşekkür ediyorum bloğunda da yayınladığı gibi çok güzel bir pasta yapıp getirmişti arkadaşlarımızla toplandığımız gün, birde çok güzel el emeği göz nuru hediyesine bayıldım,belirtmeden geçemeyeğim.Peçetelik yapmış benim için sağolsun, resmini çekemedim. Canlarım benim, aynı eski günlerdeki gibiydik, tek fark hepimiz evli ve çocukluyduk artık. Ama biz aynı bizdik, hep gülen, hep bol bol konuşan. Çok özlemişim onlarla oturmayı sohbet etmeyi. Kaç sene olmuştu ben bile hatırlamıyorum böyle toplanmayalı. Arkadaşlarım Sevgi, Aynur, Berrin, Bahar, Nurcan hediyeleriniz ve beni yalnız bırakmadığınız için çoook teşekkür ediyoruz kızımla.

Bir hafta bitmiş ve kızımın babası bizi almaya gelmişti bile. İnsan öyle farklı duygular yaşıyor ki , hem kalmak hem gitmek istiyorsun anlatılması güç birşey bu. Pazar günü toplandık ve önce teyzeme uğradık, çayımızı içtik teyzemin meşhur sarmasınıda yedikten sonra yola çıktık. Fakat Defne sinyal vermeye başlamıştı hastalanıyorum diye. Terlemesi, huysuzluğu, yol boyunca uyumamak için direnmesi çok yormuştu beni. Evimize geldik ve ertesi gün ateşle birlikte hastalığı artmıştı. Neyse geçti çok şükür.

İşte böyle. Bu detaya girilmeden yazılan bir yazı anlatmak istediğim bir sürü şey yaşadım ama buraya sığmaz:)) Yeni Bursa seyahatimizi en yakın zamanda yapmak dileğimle artık.
Son olarak tekrardan Anneme, Babama, Abime, Ablama, Yengelerime ,Yeğenlerime, Arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler.Hepinizi çok ama çok seviyorum.

19 Mayıs 2010 Çarşamba


Tekrar merhaba herkese.

Uzun zaman oldu farkındayım, fakat sağlık sorunlarıyla uğraşmaktan fırsat bulupta yazamadım. Önce Defne ardından ben grip olunca sarsıldık anlıyacağınız. Sanki hiç bu kadar hırpalamamıştı beni bu hastalık. İlk defa bu kadar ağır geçirdim gibi geldi. Çocuk olunca baş ağrısının bile ne zor iyileştiğini ve kendime daha iyi bakmam gerektiğinide anlamış oldum. Ben iyi olmalıyım ki kızıma bakabileyim. Bir hafta boyunca, Defne iyileşme aşamasındayken tekrar ona grip bulaştırmayım diye maskeyle dolaştım evin içinde. Kızımı kucağıma alıp öpemedim, koklayamadım, oyun oynayamadım. Sadece O'nun için hasta olmamaya karar verdim:)) Neyse artık iyileşme yolundayım. İlaç kullanamadığım için uzun sürsede, arada bir halen öksürsemde iyileşiyorum. Defnede iyileşti nadiren öksürüyor. Allah dermansız dert vermesin, beterinden korusun diyorum ve kapatıyorum bu hastalık konusunu.

Aklımda bir sürü yazıp sizlerle paylaşmam gereken şey var en yakın zamanda burdayım, belki yarın belki yarında da yakın:))

4 Mayıs 2010 Salı

KIZIM HASTA:(



Herkese kucak dolusu sevgilerle merhaba. Bloğumdan 1 hafta ayrı kaldım evimden, eşimden veee artık evimdeyim. Fakat dönüşümüz gidişimiz kadar sessiz olmadı. Güzel hatta mükemmel ötesi geçen koca 1 hafta sonunda evimize hasta döndük. Defne dönüş yolunda çok huysuz ve mızmızdı. Hastalık ben geliyorum diyordu yavaş yavaş. Dünden bugünede ateş, halsizlik, burun akıntısı belirdi ve doktorda aldık soluğu. Teşhis tabiki grip. Gözleri yaşlı, burnu tıkanık zor nefes almaya çalışıyor kızım. Doktoru birkaç gün daha sürer dedi. Kızımı böyle gördükçe çok üzülüyorum. Umarım biran önce iyileşir.
( Bursa gelişmelerini yazmak için Defne'nin iyileşmesini bekliyorum )