Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

29 Mart 2011 Salı

16. AY



Ara çok uzayınca neyi yazacağımı nerden başlayacağımı bilemez oldum. Sözde kenara not alacaktım herşeyi sonra ayrı ayrı postlar halinde paylaşacaktım sizlerle ama kocaman fosssss oldu herşey.


Bir yerden başlamalı arkası gelir artık umarım:)


Defnoş büyüyor, büyüdükçe öğreniyor, öğrendikçe söylediği kelimeler artıyor. 16 aylık oldu meleğim. Şükürler olsun ki sağlığı yerinde. Havaların düzelmesiyle evlere sığamaz durumda bugünlerde. Gözünü açar açmaz kapıya gidip vuruyor babaannesine "anneee" ses gelmeyince ise "dedee" diye sesleniyor. Sesi duyan torun aşıkları yetişiyor kızımın imdadına:) Kahvaltısını yer yemez önce üst kata mini bir tur atıp sonrasında sokakta güneşleniyor Defne hanım.



Oyuncaklarıyla arası pek iyi değil sıkılıyor aynı şeylerle vakit geçirmekten. Kitaplar favorisi herzaman olduğu gibi. Sayfaları çevirdikçe kendince okumasını duymak ise muhteşem. İlgi alanı çok değişti sürekli bir yerlere uzanmak bir yerleri karıştırmak merakını giderme halinde. Evin en tehlikeli yerlerini bulupta girmeyi nasıl beceriyor anlamıyorum. Koltuklardan kendi başına iniyor çıkmada zorlansada odasındaki oyuncak sandığı ve pufuna rahatlıkla çıkabiliyor. Nadirde olsa bebekleriyle oynarken kaşık tabak alıp onları beslemeye çalışıyor, uyutuyor sıkılınca yere atıp gidiyor. Annesine düşkünlük normal mi yoksa abartılı mı bilemiyorum ama hep benim uyutmamı benim yedirmemi istiyor. Sanırım tüm günümüzün beraber geçmesinden kaynaklanıyor bu ilgi. Bu arada anne kız kavgalarımızda başladı:) Sinirli oldu çok. Dediği istediği hep yapılsın istiyor. Kızdığımda, sesimi istemedende olsa yükselttiğim zamanlarda hızlı hızlı gidip eline ne alırsa atıyor, birşeyler söyleniyor yada ağlıyor cadı. Kilosu, iştahı normal birkaç aydır gitmedik doktoruna. Uykusu iyi olmasına iyide kendi odasında uyumak istemiyor artık. Gecenin ilerleyen saatlerinde mecburen yanımıza almak zorunda kalıyorum ve sanki uyanan o değilmiş gibi daha yanımıza yatırır yatırmaz dalıyor uykuya:) Bu durum nasıl düzelecek bilemiyorum.



Kelime hazneside gün geçtikçe büyüyor. Anne, baba, dede, abi, ditti, deldi, at, düttü (düştü), mavv (kedi), cik cik ( kuş), po po liiin ( annesinden duyduğu reklam müziği eşliğinde mırıldanarak), bi bes ( bir beş), attııı, pepe ( tv izlemesinde engel olmayan annesi çocuk kanalında pepe yi açtığında), bebet ( bebek), düt ( araba). Şuan aklıma gelen bunlar.


Emzik konusunda halen bir adım atamadım kızımı ve beni rahatlattığı için:) Her akşam kendimce karar alıp "yavaş yavaş unutturacağım, önce gündüz emzik emmeyecek bir zaman sonrada akşamları uygulayacağım bunu " desemde yine o kocaman fossss oluyor bu durum diğerleri gibi.


Eveeet bizden haberler son olarak böyle. Yazdıkça yazasım gelsede bu kadar yeter şimdilik.


Herkese kocaman sevgiler.....

28 Mart 2011 Pazartesi

NİHAYET...

SORUN ÇÖZÜLDÜ VE ARTIK KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDEBİLİRİZ SANIRIM BLOG DOSTLAR:)))

23 Mart 2011 Çarşamba

OFFFFFFFFFFF.....

Bloglar kapandı adından ha açıldı ha açılacak derken halen bir gelişme yok. Sırf bu yüzden yazmak istediğim bir sürü şeyi yazamaz oldum. Sorunlar çözülene kadar uzaktan takipteyim.

sevgiler herkese...........

6 Mart 2011 Pazar

İYİKİ DOĞMUŞUM:))

Bugün benim, Defne kızın anasının doğum günüydü. İki senedir ailemle yeni yaşıma girmek çok mutlu ediyor beni. Annem ve babam, eşim, kızım yanımda, ailenin diğer yarısı uzaktada olsa herkesin tek tek arayıp kutlaması, arkadaşlarımdan gelen telefonlar ve mesajlar, eşimin süprizleri hepsi birleşinde tarifi imkansız bir mutluluktu yaşadığım. Herkese çok teşekkür ediyorum tekrardan.
Rabbim her yeni yaşımıza böyle girmeyi nasip etsin inşallah.




vee tekrar diyorum iyiki doğmuşum Defnemin anası olmuşum:)))

4 Mart 2011 Cuma

OTO KOLTUĞUNA ALIŞAMAMAK....

Ne yapıcaz nasıl edicez de bu yaramazı alıştırıcaz araba koltuğuna bilemiyorum. Daha oturmadan başlıyor ağlamaya, ağlamak ki öyle böyle değil.


En son inat ettim illaki oturacaksın dedim, yapmadığım şaklabanlık eline vermediğim şey kalmadı yok yok yok. Eline verdiğim şekeri hem yaladı hem ağladı Defoş kuzusu. Kafasını arkaya yaslamadı bile, kemerlerden kollarını nasıl kendini sıkarak sinirle çıkarmaya çalışıyor görmelisiniz. Hiç sıkıntıya gelemiyor bu çocuk kime çekmiş acaba:) Bir yerde sabit kalmayı, oturmayı, sıkı ve üstüste giysiler giymeyi atkı bere takmayı hiç sevmiyor.
Nette okudum araştırdım, çoğu kişi yaşıyormuş bu sorunu. Kimi inat edip mutlu sona ermiş, kimi üstesinden gelememiş bu durumun, kimi ise çareler aramakta biz gibi.
Önerisi düşüncesi olan varsa benimle paylaşırsa çok sevinirim. İnşallah bununda üstesinden geliriz diyorum.
Herkese mutlu bir hafta sonu diliyorum. Biz çok mutluyuz, çünkü anane ve dedemiz geliyor Bursa'dan.
sevgiler....

3 Mart 2011 Perşembe

15. AY


Zaman hızla geçiyor Defne'm büyüyor ve 15 aylık oluyor. Yeni oyunlar yeni kelimeler öğreniyor söylemeye çalışıyor. Yürüyor, arada koşmaya çalışsada düşüp kalkıyor. Muzurluklar arttı haliyle. İsteklerini bir şekilde yaptırmayı öğrendi. Sürekli gezmek istiyor, kapıya gidip açmamı bekliyor. Açtığımda ise direk merdivenlere yürüyüp basamakları çıkmaya çalışıyor. Babaannesi " bu kız kesin bana benziyecek" diyor:)) Annesi gezip tozmayı pek sevmezde.


Öğrendiği başka şeylerde var minik kuşumun. Son 1 aydır, bir yeri ağrıyorda o yüzden mi uyanıyor, neden gece yarısı dikiliveriyor derken meğer bizim kız anne babasıyla yatmayı istiyormuş:) Bir gece yarısı yine uyandı" beni al " diye uzatıp duruyordu kollarını mırıl mırıl birşeyler söylenerek. Oturdum yere biraz sinirlide olsam anlatmaya çalıştım "bak kızım burası senin yatağın burda yatmalısın" diye ama ııh:) Sonuç tabiki yanımızda sabahladı yine ve halende öyle. Gece belli belirsiz saatte uyanıp bağırıyor, annesi koşup yanına alıyor sonrada mışıl mışıl uyuyor Defnoş cadısı:)

Hiç hoş karşılamadığım bir durumdu bu. Alışmasın diye geç kalmadan odasını yatağını ayırdık herşey ne güzeldi aslında:) Son Bursa seyahatimizden sonra alıştı sanırım. Orda sürekli beraber yatıp kalkmamız hoşuna gitmiş olmalı ee birde artık küçük değil herşeyin farkında. Sıcacık anne kucağı varken neden odasında yalnız yatsın ki dimi? Çoğu zaman gece kalkıp tekrar karyolasına yatırıyorum, yastığınada giydiğim eşofman yada neyse onu örtüyorum ki yanında olduğumu sansın ama çok akıllı şimdiki bıdıklar birşeyi yutmuyorlar:( Tekrar eski haline döner inşallah bu durum.

Gece yanımızda uyuması dışında herhangi bir şikayetimiz yok şimdilik. Hamdolsun ki sağlığı , keyfi, neşesi yerinde. Gündüz iki kez 1 yada 2 şer saat uyuyor. Gün içinde kahvaltısını, ceviz badem fındık, süt ve cicibebeyle karıştırılmış karışımını, çorbasını, evde mayalanmış yoğurdunu, muhallebisini yiyor. Akşamlarıda bizimle birlikte atıştırıyor.


16. ayın özetini size anlatırken, böyle güzel şeyler yaşayıp yazmayı diliyorum Allah'ımdan.


Sevgiyle kalın....

2 Mart 2011 Çarşamba

BLOG SORUNU...

Çoğu arkadaşımın bloğuna ulaşamıyorum. Herkesin bildiği bir sorun yaşanıyor bugünlerde. Umarım kısa zamanda çözülür. Sinir bozucu bir durum...