Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

31 Ekim 2010 Pazar

CEREN NAZ'A........

16 EKİM 2007
Arkadaşlarımız Ekim ve Muammer'in biricik kızları Ceren gelmişti dünyaya.

Tam 3 yıl önce. Gruba katılan ikinci kız bebekti O. Sonrasında değişsede maviş maviş gözleri vardı doğduğunda.Tombiş yanakları sıkılasıydı minicikken. Büyüdükçe yeni şeyler öğreniyor aklıyla bizi resmen büyülüyordu, halende öyle ya.
Ceren'cim, bize her gelişinizde sana oyun alanı hazırlar rahatça hareket etmeni sağlardık,o kadar çok resim çekmişim ki seni seçmekte zorlandım. Bu fotoda ne kadar iştahlı görünüyorsun:))
Bol bol oyunlar oynardık seninle sen küçükken:)) ayaklarımın üstüne basar tin tin hoplatırdım seni, çok severdin. Defne kardeşin dünyaya geldiğinden beri oynayamadık bu oyunu:)
Bazende olmadık yerlere girerdin büyük zevk alarak, sesimizi çıkarmazdık mutlusun diye.
Sen şimdi büyüdünde okullu mu oldun Ceren Naz. Eh artık evlere sığmaz enerjin, süper zekan ve annen gibi yaratıcılığın kreş vaktinin geldiğinin habercisiydi zaten,
İşte artık 3 yaşındasın. Defne'nin kocaman ablasısın. Doğum gününü kutladığımız o gün birazcık öksürsende çok mutluydun.
Bütün arkadaşların ve kardeşlerin beraber oturdunuz yanyana sıralanarak. Siz ablalar herşeyin farkında ama iki küçük Hilal ve Defne "heeey neler oluyor burda" der gibi şaşkındılar:))

Hepiniz ne kadar güzelsiniz bu resimde. Bütün kızlar bir arada:))
Güzel fıstığım hayat hep yüzünü güldürsün, hep mutlu ol şimdi olduğu gibi. Allah sana ailenle uzun uzun ömürler versin.
Kardeşin Defne Ela ve biz seni kocaman öpüyor tekrar nice mutlu yaşlara diliyoruz.
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN...

26 Ekim 2010 Salı

BÜYÜK SÜPRİZ.....

Nasıl mutluyum anlatamam.

Akşam oturmuş Defne'yle oyun oynarken zil çaldı. Bu saatte kim olabilir ki dedim kapıya gittim. Kapıyı açıp "kim ooooo" diye seslenmemle annemi babamı karşımda gördüm ve şok oldum." Kal geldi" derler ya hani gerçekten varmış böyle birşey:)))
Sabah ikisiylede telefonda görüşmüştüm ama gelicez dememişlerdi. Akşamında ise abim ve ablamla yaptığım telefon görüşmesinin ardından zil çaldı. Meğer hepsinin haberi varmışta bana kimse birşey söylememiş.
Defne kucağımda şaşkın şaşkın gülerken, kapıda 1-2 dakika onlara baktım öylece. Çok özlemişim. Nasıl sevindim nasıl elim ayağıma karıştı birden tarif edemem.
Hayat, hep bizi mutlu edecek süprizler çıkarsın karşımıza. Aynı akşam yaşadığım gibi.......

11. AY


Daha dün gibi doğduğun gün. Şimdi büyüdün de yaşını kutluyacağız az bir zaman sonra. Hayat daha bir anlamlı daha güzel artık. Yüzündeki kocaman gülümsemeyle hep mutlu olalım canım kızım.

Seninle uyanmak, seninle günümü geçirmek seninle uyumak anlatılamaz güzel birşey. Hayat hep SEN SEN SEN..... hep sen olsun ne isterim başka.

Bir ay daha bitirdik biten ayla birlikte melek kızım,

-bizim yediğimiz her yemekten yiyebildiği gibi anne sütü içmeyede devam ediyor,

-her sabah kahvaltımızı beraber yapıyoruz,

-uykuları halen düzenli ve iyi,

-kendi başına oynamayı sevdiği gibi birileriyle oynamayıda çok seviyor,

-yabancı yada tanıdık şimdilik herkesle çok iyi anlaşıyor,

-iki dişi dışında çıkan başka dişi yok,

-uyanır uyanmaz kendince birşeyler konuşmaya başlıyor, tüm günde yine aynı anlatıp duruyor,

-kızdığımda üzüldüğümde yada sevinçli anlarımda beni çok iyi anlayıp gözümün içine bakıyor,

-daha yürümüyor fakat 1 2 adım atabiliyor, uzun süre çok rahat desteksiz ayakta durabiliyor,

-son günlerde her gördüğü şeye "ayy" diyerek işaret parmağı havaya kaldırarak bir yaklaşım gösteriyor,

-müzik duyar duymaz tepkisini yerinde zıplamaya çalışarak ve alkış yaparak gösteriyor,

-hergün annesinin okuduğu masalları dinlemezden gelip oyuncaklarıyla ve kendi dergi ve kitaplarıyla oynuyor.

Doktor kontrolüne gitmedik 2 aydır, çok şükür ki gitmemizi gerektirecek herhangi bir durumuda olmadı kızımın. Şimdilik herşey yolunda ve sağlıklı büyüyor.

Büyük bir heyecan ve telaşla doğum gününü kutlayacağımız büyük günü bekliyorum şimdi. Ama ilk önce kurban bayramı var. Yoğun yorucu ama bir o kadar güzel günler beni bekliyor.

16 Ekim 2010 Cumartesi

BİZİM TV KANALI :))

Aaaaa sizde yok mu bu kanal?
Ama biz, geceleri kızımın odasından canlı yayınlanan bu kanalı izliyoruz:)))

Ne zamandır yayınlamak istediğim postlardan biridir bu.

Defne Ela'nın odasını ayırıdığımız günden bugüne, geceleri daha rahat görebilmek amaçlı eşimin fikriyle televizyona bağladık kameralı telsizi. Gerçekten herkese tavsiye ediyorum o kadar iyi olduki anlatamam. Her halini izleyebiliyorsunuz. Eh sabaha kadar tv açık kalmış oluyor bu durumda ama büyük bir zevk inanın bana.

Özelliklede kış mevsimi yaklaşırken havaların soğumasıyla birlikte, ne kadar evimiz sıcak olsada üzerini açtı mı açmadı mı diye kalkmıyoruz. Pardon kalkmıyorum demeliydim malum babamız pek uyanamaz geceleri:))

Hele ki sabah uyandığında olduğum yerden, kızımın kendi kendine konuşmasını, yatağına uyandığında oynayabilmesi için bıraktığım 1-2 oyuncağıyla oynamasını sonra sıkılarak ayağa kalkıp "annii" diye seslenmesini televizyona bakarak izlemek şahane birşey.

14 Ekim 2010 Perşembe

12 Ekim 2010 Salı

GÜNLERDEN BİRGÜN.....

DEFNE KIZ,

Önce düşünür ne yapsam diye?

Buldummm! der kendince
Daha isim bulamadığımız bebeğiyle oynamak iyi fikir gibi gelir
Anneyle gözü nerde burnu nerde oyunu oynar bir süre bebeğini beslerken
Çok oturduğunu farkeder ve isimsiz bebeği fırlatır bir köşeye
Durmak yok afacanlığa devam der sonrada:))

11 Ekim 2010 Pazartesi

SON BURSA DÖNÜŞÜNDEN FOTOLAR...

YEŞİL TÜRBE



SAAT KULESİ

TOPHANEDEN BURSA'YI SEYİR
HAYVANAT BAHÇESİ

MUDANYA FERİBOT SAATİ BEKLERKEN

10 Ekim 2010 Pazar

AŞKLA BİTEN BİR YIL DAHA....


10 Ekim 2010 günlerden Pazar.


Bugün bizim evlilik yıldönümümüz. 6 yıl nasılda hızlı geçti bir su misali. Ama hep mutlu hep bir arada aşkla ilk gün gibi.

Bir sürü şey yazmak istiyorum bunca yıla ait,sana dair, senle ilgili ama gözünün içine bakarak söylemek en güzeli.

Senin anlayışına, sakinliğine herzaman hayranım bilirsin. Kimi zaman bu sakinlik çıldırtsada beni seviyorum bu halini:)

Bu yıl en büyük aşkıda yaşadık ve yaşıyoruz senle beraber, kızımız meleğimiz yanımızda bizimle.

Güne dair anlatılacak bir dolu şey yaşadım. Süprizlerle geçen bir pazar günüydü. Sevdiğim adam ve kızım başka ne isterim desemde süprizlere bayılırım:)))
Sabah güne yağmurla uyandık. Aşkımın " hemen hazırlanalım ve kahvaltıya gidelim" demesi üzerine fırladım tabiki. Evden çıkarkende "Defne'yi sıkı giydirki üşümesin dışarda" dedi eşim. Nereye gidiyoruz? İnşallah mama sandalyesi vardır gittiğimiz yerde diye düşünüp dursamda yarı uyur yarı uyanık bindim arabaya. Yolun sonu nerde bitti diye sorarsanız işte burdaaaa,

Nasıl mutlu oldum anlatamam. 6 yıldır İstanbul'da olmama rağmen sadece uzaktan görebiliyordum kız kulesini. Gidip görmek, içinde kahvaltı yapıp bir şekerli kahvesini içmek bu özel güne kısmetmiş. Gerçekten çok beğendim insanı büyülüyor sanki. Tadına varabilmek o zevki tam anlamıyla yaşamak ve romantik bir ortam yaratmak istiyorsanız çocuksuz gidilmesi şart:))
( BURAYA AİT FOTOLARI AYRICA YAYINLAYACAĞIM)

Güzel vakit geçirip eve dönmeye karar verdik, mutlu mesut tekrarını dileyerek ayrıldık kuleden .

Eve geldiğimizde ise kapıyı açar açmaz mis gibi kokan yukarıda gördüğünüz çiçekler masanın üzerinde karşımda duruyordu. Yine yeniden mutlulukla tutuldu eller sımsıkı. Canım benim nasılda incesindir böyle konularda.
Gün bitmeden bu sefer Defne'yi babaannesine bırakarak, başbaşa güzel bir akşam yemeği için dışarı çıktık eşimle.

Eşimin bir diğer süprizide en sevdiğim renk olan pembe bir netbook oldu. Malum evdeki laptopum kızımın haşarı ellerine kurban gitmiş ve kullanması zorlaşmıştı.
Bİrgünü kısacık iki cümleyle bitirmesi güç tabiki. İçimde hissettiğim her duyguyu burada bir iki satıra sığdırmak mümkün değil.
Bir ömür senle yaşayabilmek, her günün her yılın bir öncekinden dahada iyi geçmesini diliyorum yüce Allah'tan. Her daim sağlıkla huzurla beraber olalım inşallah.
Herşey için, dün için bugün için acı tatlı yaşadığımız 6 yıl için yaşattığın mutluluk ve mükemmel bir baba olduğu için çok ama çok teşekkür ediyorum aşkım.
KIZIM VE BEN SENİ ÇOK SEVİYORUZ.............

BİRAZDA MUTFAK VE SÜTLÜ KEMALPAŞA TATLISI...


Şerbetli tatlılarla pek aram iyi değil. Yerim yemesine fakat olmasada aramam. Eşimin kemalpaşa tatlısı istemesiyle, canım arkadaşım Nurcan'nın bloğunda yayınladığı ve "çok hafif mutlaka denemelisin" demesinin üzerine, bende ilk kez yaptım bu tatlıyı sütlü olarak. Sonuç mu gerçekten çok lezizdi. Bende burdan herkese tavsiye ediyorum. Tarife burdan ulaşabilirsiniz ama adet yerini bulsun, arkadaşımın bloğundan alıntı yaparak yazmak istiyorum:)
MALZEMELER

1 pk kemalpaşa tatlısı (50 ad)
1 kg süt
1 kg tozşeker
1 pk vanilya

YAPILIŞI
Süt ve toz şeker tencereye alınır. Kaynamaya başladığı aşamada kemalpaşalar ilave edilir. Ara ara karıştırarak 25-30 dk pişirilir. (Burada dikkat edilmesi gereken husus sütün taşmaması için sürekli takip altında tutmak gerekiyor) Ocaktan indirmeden vanilya ilave edilir.
Pişen kemalpaşalar sütüyle birlikte bir tepsiye dökülür. Soğumaya bırakılır. Soğuyunca isteğe göre servis edilir...

9 Ekim 2010 Cumartesi

KIZIMA ISPANAK KÖKÜ ÇORBASI.....


Defne artık evde her pişen yemekten rahatlıkla yiyebiliyor. Bu yüzden daha özenli oluyorum çorba vb yemekleri yaparken. Tadı tuzu kızıma uygun olacak şekilde hazırlamaya çalışıyorum yemeklerimizi. Özellikle çorbaları. Geçenlerde akşam yemeği için temizlediğim ıspanakların köklerinden çorba yapmayı düşündüm ve ilk kez denedim sonuç mükemmeldi. Eşim, ben ve kızım çok sevdik ve bundan sonra sık sık yapılmasına karar verdik. Hem çok sağlıklı hemde çok lezzetli. Defne ıspanak yemeğinide çorbası kadar severek yedi diyebilirim.

İşte tarif,

İlk olarak yaprak ve kök kısımlarını ayırdım bol bol yıkadım, en son suya sirke katarak beklettim.

Göz kararı ıspanak kökü ve sapı

1 küçük soğan,

1 diş rendelenmiş sarımsak isteğe bağlı,

1-2 yemek kaşığı tereyağ,

göz kararı su


Terbiyesi için;

3-4 yemek kaşığı yoğurt,

2 yemek kaşığı un,

1 yumurta sarısı,

birazcık tuz ilave edebilirsiniz isterseniz fakat ben koymadım.


Yağda soğan, sarımsak ve ıspanak kökleri kavrulur üzerine su ilave ederek pişmeye bırakılır. Diğer tarafta terbiyesi hazırlanır. Çorbanın suyundan biraz alınarak terbiyeye ilave edilir ve iyice çırpılır. Kökler yumuşayıp piştiğinde terbiyesi yavaşça eklenir ve karıştırılır. 5-10 dakika daha böyle kaynattıktan sonra çorbamız içilmeye hazırdır. Afiyet bal şeker olsun.....


(Resim çok hızlı çekildiği için kötü)

6 Ekim 2010 Çarşamba

10.AY


Yine çok geciken bir post. Bazı şeyleri zamanında oturup yazamıyorum fırsat yaratıp. Bu yüzden kızım 11. ayına girdiği şu günlerde ben 10.ayına ait notlarımı yazıyorum daha yeni.

Defne, gözümün önünde her anını göre göre yaşayarak o büyük zevki bana tattırarak büyüyor sağlıkla. Rabbim sana binlerce kez hamdolsun bu mutluluktan beni mahrum etmedin. Kızımı her kucağıma aldığımda şükrediyorum ve "bana ne güzel bir çocuk verdin yarabbim" diyorum. Ufacık bir yeri acısa içim yanıyor, bir damla gözyaşına kahroluyorum. Annelik bu işte diyorum sonrada. Allah isteyen herkese yaşatsın bu duyguyu.

10. ayıda bitti kızımın. Yeni ayına girmeden bir sürü şeyler öğrendi dahada şirin oldu meleğim. Bu ayla birlikte;

- Uzun uzun tay tay duruyor ama sadece 1 adım atabildi bugüne kadar,

- Emeklemede süper, uçuyor resmen, istediği heryere girip çıkıyor böylelikle, herzamanki gibi çoook hareketli, tutunabildiği heryerde rahat sıralıyor,

- Odasında dergi ve kitaplarıyla vakit geçirmeyi seviyor, ama ona kitap okumamdan hiç hoşlanmıyor resimlerine bakıyor,

- Oyuncaklarıyla pek takılmıyor bu ara işi gücü nerde ne görürümde karıştırırım hep,

- Yaptığı her davranışı daha bilinçli ve anlaşılır artık, sorduğumuz bazı sorulara cevap verebiliyor elleriyle, bizi daha iyi anlayabiliyor,
- bay bay, işaret parmağını kaldırarak "seni seni" yapabiliyor, gözlerin nerde dediğimizde gözlerini kapatıyor, lamba nerde dediğimizde işaret parmağını yukarı kaldırıyor, gel babası, babam gelsin dur dur:)) ,"çak" dediğimizde elini kaldırıyor, alkış ve eline aldığı mendil kitap vb. şeylerle cee yapabiliyor, bazı çıkardığımız seslerde taklit edebiliyor bizi,

-Küçük çocuklarla arası süper sürekli onunla oynansın istiyor ve çocukları gördüğünde çığlık atıyor,

-Algısı çok kuvvetli bu ara ben mutfaktan yada başka bir odadan seslenip "kızım yanıma gelir misin" dediğimde hemen yanıma geliyor,

- Babaanne ve dedesiyle vakit geçirmeye bayılıyor, onları gördüğünde yada seslerini duyduğunda sevinç çığlığı atıyor,

-Anne sütüne devam, emmeyi bırakmış olsada sağdığım sütü biberon bazende kaşıkla içiyor,

-Artık bizim yediğimiz herşeyden çok rahat yiyebiliyor tuzuna dikkat ettiğimiz sürece,

- Vitamin ve demir ilacına devam ediyor,

- Uykusu çok iyi 41 kere maşallah,

- VEEEE EN BÜYÜK MUTLULUKLARDAN BİRİ DAHA KIZIMIN DİŞİ ÇIKTI VE ŞUAN 2 DİŞİ VAR, HEMDE ÇOK ŞÜKÜR HİÇ SORUNSUZ ÇIKARDI DİŞLERİNİ. UMARIM DİĞERLERİNDE DE BÖYLE OLUR.


Doktor kontrolüne gitmedik bu ay. Ama şimdilik çok sağlıklı ilerliyor gelişimi, sorunumuz yok.


Her ay sonunda dahada büyümen dahada bilinçlenmen dileğimle, yüzünden o kocaman gülücüğün hiç eksik olmasın canım kızım.


5 Ekim 2010 Salı

BURSA GEZİMİZDEN NOTLAR....

Bir hafta geçti ha yazdım ha yazıcam derken. Ev işi, Defne'yle oyunlar, bakımı, akşam gezmeleri, velhasıl bugün yazayım dedim daha fazla gecikmeden.
15 gün memleketim yeşiller diyarı Bursa'daydım biliyorsunuz. Herzaman ki gibi süper geçti. Detaylara girmeden anlatacağım, inşallah başarabilirim:)
Kızımızla ilk bayramamızı yaşadık. Akrabalarını gezdi meleğim.Bayramın 1.günü İstanbul'daki görüşmelerimiz bitince hemen çıktık yola. Rahat geçen yolculuğumuz ve anne babama tüm aileme kavuşma mutluluğu derken yüzümüzde kocaman bir gülücükle "merhaba" dedik herkese. Bayramlaşmak için 2. gün gezmeye çıktığımızda güzel kızım "neler oluyor, ne bu herkes şıkır şıkır giyinmiş, bir evden çıkıp diğerine giriyoruz" dercesine bir şaşkınlık vardı suratında. Uzun zamandır Defne'yi görmeyen akrabalarımız çok sevdi kızımı kızımda onları. Defne yeterki gezsin, dışarıda olsun keyfine diyecek yok. Yalnız uzun süre arabasında durmaktan çok sıkılıyor kucakta olmaktan sıkıldığı gibi. Bayramdan sonra kızımın babası işi gereği dönmek zorundaydı İstanbul'a. Bizede koca bir hafta geçirmek kaldı geriye. Tabi sonrasında uzadı bu süre. Doydun mu?diye sorarsanız tabiki hayıııııır.
Defne her sabah kahvaltısından sonra dedesiyle bahçeye inip, dedesinin ellerinden taze dalından koparılmış bir incir yedi afiyetle bayıla bayıla. Ve hergün abla, yengeler,yeğenler toplandık her zaman olduğu gibi. Kızıma ve bana çok iyi baktılar sağolsunlar. Sabah mis gibi kahvaltıya uyanmak, öğle çaylarında poğçalar pastalar yemek, akşam yine bir yemeğe davet edilmek hep hoş sohbet öyle iyi geldiki anlatamam. Hepsini tek tek teşekkür ediyorum.
Bu arada çok sevdiğim arkadaşlarımlada görüştüm. Nasılda özlüyorum hepsini ve eski günlerdeki hallerimizi. Birgün arkadaşımız Sevgi'de toplandık, canım benim bir sürü şey hazırlamıştı bizler için. Minik kızıda Defne'yle arkadaş oldu fakat büyük abi ve ablalarından fırsat bulup pek oynayama fırsatı bulamasalarda iyi anlaştılar. Bir akşamda canım arkadaşım Nurcan'a davetliydim. Menüyü arkadaşımın sitesini takip edenler varsa az çok tahmin edebilirler, süperdi yani. Sizlerede çok teşekkür ediyorum. Sizlerle vakit geçirmeyi çok seviyorum ve özlüyorum.
Bir cuma günü ise evin tüm hanımları bahçede toplandık, domates salçası yapımı için. Offf çoluk çocuk gürültü patırtı koca birgün bahçede geçti ama çooook güzeldi. Kızımda ıhlamur ağacı altında kah oturdu kah uyudu ama hep mutluydu. Salçalarımızı yaptık afiyetle yemek nasip olur inşallah. Resim çekemedim yoğun telaştan dolayı.
15 gün sanki su gibi akıp geçti. Anne baba yanında insan bu kadar mı huzurlu olur. 1 gün bile beraber olsak alışıyor insan. Ayrılık zor geliyor veda günü geldiğinde. Güçte olsa herkes mutlu biz mutlu vedalaşarak, evimize dönüş için düştük yollara.
Dönüşte küçük bir Bursa gezisi yaptık, eşimle eski günleri yad ettik. Bu geziye ait fotolar ayrı postta yayınlanacaktır inşallah:)
İki koca haftayı bu kadarcık satırla yayınlayabiliyorum dahasıda var aslında ama uzar gider. Şimdilik bu kadar.
Son olarakta bayramda kızımı cicileriyle hiç fotoğraf çekmediğimi farkettim ve çok üzüldüüm:(

3 Ekim 2010 Pazar

KIRMIZI TOKALI KIZ :)

Kübra ablasının tokasıyla sevimli hediye paketi gibiydi Defne...........


Hasan Emir abisiyle,