Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

29 Ağustos 2011 Pazartesi

HAYIRLI BAYRAMLARINIZ OLSUN İNŞALLAH:))

Herkese şimdiden hayırlı bayramlar diliyorum.

Bir önceki postta belirtmiş olduğum gibi bizde Bursa yolcuyuz nasipse yarın. Ve sonrasında bir süre kalıcaz kızımla anneanne ve dedesinin yanında.

Defne'yi sabah doktora götürdüm  götürmesinede muayene zor edebildi doktoru. O nasıl ağlamaktı öyle "ditçeem ditçeem" diyerek. Şekerler oyuncaklar bile kar etmedi, susturamadık muayene sonuna kadar. 

Velhasıl kızımın ateşi ve iştahsızlığı diş değilmiş.  Zaten bugüne kadarda ateşli çıkarmadı dişlerini ama ne bileyim bir ihtimal demiştim. Sonuç ise boğaz enfeksiyonu. Minnacık bademciği kızarmış kızımın o yüzden yutamaz yiyemezmişte haberimiz yokmuş.Antibiyotik başlamak zorunda kaldık mecburen. İnşallah  düzelecek bir iki güne kadar.

İşte böyleee.

Yola çıkacaklara hayırlı yolculuklar diliyorum, tatile gideceklere iyi tatiller veee herkese toptan iyi bayramlar.

28 Ağustos 2011 Pazar

BAYRAM AREFESİNDE DEFNE..

Nazar mı değdi ne?

Birkaç zamandır süren iştah sorununu dişlere yoruyordum ama sanırım yanılıyorum. Bunu bugün doktora gittikten sonra anlayacağız. Çünkü Defne'min dün geceden bu sabaha ateşi yükseliyor ve biz düşürüyoruz. Sahurda uykusundan uyandırıp ılık duş aldırdık, ateş düşürücü şurupta verince rahatlatı tekrar uyudu ama sabah yine yükseldi ateşi. Genel olarak keyfi yerinde. Hatta sabah uğraşlar sonucu şurup veremeyince, bilgisayardan müzik açtık Defne hemen kalkıp yatakta oynamaya başladı. Ama gözleri küçüldü yavrumun hemen. Randevumuzu aldık. Görünürde herhangi bir sorunu yok gibi yemek yeme dışında fakat birşeyler var ki ateş ve iştah sorunu çıktı ortaya. Şüphem, ya boğaz enfeksiyonu yada idrar yolu enfeksiyonu. Uyuyor meleğim şimdi ateşi 38.

Ne zor şey yarabbim canından parçanın canının yanması.  Geceden beri uyku tutmuyor beni. Ya ateşi tekrar yükselirde uyanamazsam diye. Sahur yaptık ezanlar okundu ve saat sabah dokuz ben halen ayaktayım.

En önemlisi kızımın sağlığı tabiki. Ama bugün o kadar çok işim varki. Yarın ramazan bayramı ve Allah nasip ederse Bursa'ya gidicez. Durumlara bakıcaz öncelikle. Defne inşallah düzelirde rahat yolculuk geçiririz. Bugüne kalmış bir sürü ütü, yolculuk için hazırlanacak valiz ve ev işi var beni bekleyen. Hiiiç yapasım yok. Uykusuzum, bitkinim. Ama Defne'min ateşi tekrar yükselmez ise birden enerji depolayabilirim.

İnşallah önemli bir sorun çıkmaz doktor kontrolünde ve hemen iyileşir kızım.

26 Ağustos 2011 Cuma

KADİR GECENİZ VE CUMANIZ MÜBAREK OLSUN...



TÜM SEVDİKLERİME,  DOSTLARIMA  VE  İSLAM   ALEMİNE  HAYIRLI   KANDİLLER......

DUALARDA UNUTULMAMAK DİLEĞİMLE SEVGİLER...

25 Ağustos 2011 Perşembe

KITIR PİDELER VE PAPARA...


Ramazan ayında her akşam alınan sımsıcak, mis gibi pideler mideye bir güzel oturuyor iftar sofralarında. Eee bazende kalıyor ertesi güne tekrar yenisi gelince bayatlamış olanları değerlendirmek gerekiyor.

Herkes biliyordur ve yapıyordur bunu eminim. Basit birşey ama yinede paylaşmak istedim. İster kalan ekmeklerinizle, isterseniz pidelerinizle mis gibi çorbalık kıtır ekmekler yapabilirsiniz.


Minik doğranmış pideleri yada ekmekleri fırın tepsisine alıp üzerinede parça parça  tereyağınıda koyduktan sonra atıyorsunuz fırına. Dilerseniz sevdiğiniz baharatlardan da ekleyebilirsiniz ama ben sade tercih ediyorum. Fırında biraz kızarana kadar tutarsanız işlem tamamdır. Sonrasında bir saklama kabına yada kavanoza koyup istediğiniz zaman çorbalarınıza kullanabilirsiniz. Evde iskender kebap yapan varsa sunum aşamasında bile kullanabilirler bu kıtır ekmekleri.

Hatta bir tarifim daha var ama resimsiz. Biz kendisine "papara" deriz:) Yine bayatlamış pidelerinizle yapabileceğiniz güzel bir lezzet. Pideleri minik minik doğrayıp bir borcam yada  servis yapacağınız kaba koyuyorsunuz. Diğer malzemeler ise göz kararı kıyma, bir soğan, birkaç sivri biber, birkaç domates,su ve tuz. Aynı karnıyarık içi hazırlar gibi bu karışımı pişiriyorsunuz en son sıcak su ilave ederek bir müddet ocakta tutuyorsunuz. Servis etmeden önce doğranmış pidelerin üzerine sıcak sıcak döküyorsunuz bu karışımı. Pideler bir güzel çekiyor suyu ve yumuşuyor.Dilerseniz üzerine sarımsaklı yoğurt dökerek servis edebilirsiniz. Denemenizi tavsiye ederim, yemeğiniz olmadığı zamanlarda bu akşamda ne pişirsem dediğiniz anlarda çok güzel bir alternatif.

Afiyet olsunnnn:)

21.AY

                                      
Büyüdü mü ne?
                             
                                        


1,10,15 derken 21. ayını bitirdi meleğim. Ne kaldı ki 2. yaşını kutlamamıza. Ben şimdiden heyecanlanmaya başladım bile.

O büyüyor büyümesinedeee  pek inatçı pek yaramaz oluyor gün geçtikçe. Gerçi çoğu kişi Defne'ye bakarak "çocuk büyütüyorum diye ağlanmayın" desede yoruluyorum yahu. Haa Defne, mızmız, haylaz, sürekli ağlayan bir çocuk değil hiçte olmadı çok şükür , ama çocuk işte. Bu durumda anne babaya şikayet etme hakkıda vermiyor bazı büyüklerimiz:)


Yukardaki resimde görüldüğü üzere rutin bir şekilde hergün boşalıyor o çekmeceler. Çoraplar tek tek atılıyor omuza. Bir müddet böyle gezdikten sonra toparlamaya çalışıyor odasını. Çorap üstüne çorap giymeye çalışıyor inatla hemde:)


Olur olmaz her yere hemen çöküp "bitap oku" demeye başlıyor. Sonra hergün boyalarıyla karalama yapmak istiyor. Sulu boya sulu olduğu için daha zevkli geliyor. Temizleme aşamasını hiç sormayın:(
                                                  
                                                   

Şükürler olsun sağlımızda gelişimizde iyi iştah sorunu dışında. Yine zorla yemek yediriyorum meyve sever kızıma. Bütün gün "üzm (üzüm) yeycem, bapuj (karpuz) yeycem" deyip duruyor. Ama normal öğünlere gelince ııh hep zorla. Abur cuburlada arası hiç yok. Eline bişey alsında kemirsin yesin yok. Alıştırmadan mı kaynaklanıyor acaba?

Dişleride sırayla geliyorlar işte yavaş yavaş. İlk azılar tamamlandı. Alttaki köpek dişleri çıkacak sanırım . Yine şükrediyorum rahat geçiriyoruz bu dönemi iştahsızlık dışında.

Hemen hemen her kelimeyi söyleyebiliyor artık. 2, 3 kelimelik cümlelerde kuruyor. " paka dittim sallandım, memeyi kagaya attım, babaanneye ditçem, baba ise ditti" vs gibi.  Birde bu aralar çok sık "bak" demeye başladı. "anne bak, bebis bak" gibi. Herhangi birini yada bir eşyayı sorduğumuzda ise "orda, burda" deyip göstererek cevap veriyor artık bize.

Uyku düzeni halen aynı. Gündüz bazen bir yada iki kez uyuyor. Akşamları 22-23 saatleri arasında uyuyor. Sabah 8-9 arası uyanıyor.

Oyundu uykuydu yemek zamanıydı derken günler gelip geçiyor ve 21 ayı geride bırakıyoruz.

Hep sağlıklı hep mutlu aylara yıllara inşallah.

Sevgiler bizden herkese.............

8 Ağustos 2011 Pazartesi

DEFNE SOKAKTA...

Defne kızın en çok sevdiği şeylerden biri dee sokakta abi ablalarını izlemek, onların peşinden koşturmak, onlarla alkışlar yaparak şarkı söylemek.


Gündüz o kadar sıcakki dışarı çıkamıyoruz. Ama öğleden sonra tüm çocukların sokağa dökülmesi ve seslerine dayanamayarak kapıda alıyoruz soluğu. Tabiki bu görevi genelde babaanne ve dede üstleniyor o arada bende evdeki işlerimi hallediyorum.Dışarı çıktığında hemen kaldırıma oturup tüm abi ablalarının isimleri söylüyor ve çağırıyor onları. Tabi bu oturma kısmı çooook kısa:))



Eh birde mahalledemizin kedileri hatta tavukları var. Tavuklar uzak olsada görmesi yeterli "gıdgıdaaa del", "kedidik del" diye sesleniyor hayvancıklara.


7 Ağustos 2011 Pazar

PEPEEE:)...

Biz onu çoook seviyoruz. Hemde ailecek:))


Hem eğitici hem komik hem çoook şirin bu pepe ve ailesi.

Defne, pepeyle birlikte şarkılar söylüyor, dans ediyor, sayı sayıyor. Aklına gelir gelmez "anne pepe aç" diye getiriyor kumandayı bana. Bende hiç şikayetçi değilim bu durumdan. Defne'yle beraber bende şarkı söylüyorum eğleniyorum çünkü:) Hele nene ve dede yok mu harikalar. Birde pepenin bebeye tuvaletini nereye nasıl yapmasını gerektiğini öğreten bölümü var oda işe yarayacak gibi:) Kendimi avutuyorumda şimdilik.Pepe başladığında çoğunlukla yanında oluyorum Defne'nin ve beraber tekrarlıyoruz eğitici olan kelimeleri.Büyük küçük kavramları, sayılar ve dahası tavsiye ediyoruz yani.

Mesela pepenin anneler günü şarkısı var ilk Sezen ablasından duymuştu Defne. O gün bugündür "annem canım annem" diye melodisiyle birlikte söylüyor fıstığım. İşte o şarkı dinlemek isterseniz tık tık.

Yeni bölümlerini bekliyoruz pepeee:)

5 Ağustos 2011 Cuma

DENİZ,KUM,DEFNE.....

Ramazan öncesi kısacıkta olsa hatta mini minnacıkta olsa bir tatil yaptık ailecek. Eşimin iş yoğunluğundan dolayı iki senedir tatil yapamadığımızdan bu son fırsatıda kaçırmayalım dedik ve düştük yollara.

En çok  eğlenen ve durumdan en memnun kalan Defne Ela oldu. Deniz dışında tabiki. Şansımıza iki günde o kadar çok ruzgar ve dalga vardı ki Defne çok korktu ve ağladı. Zor zar sokabildik ayaklarını suya. "eniss yok yok, koktum" diye ağladı yavrum.


Amaaa kumun keyfini çıkardı hemde doya doya oynadı. Canı sıkıldıkça şezlong aralarında gezdi durdu, güneşlenen abi ablalarıyla merhabalaştı ve muhabbet etti kendince:)


Şimdi nerde havuz yada resimlerde tv de deniz görse "eniis eniss ditçem" deyip duruyor meleğim.Kısaydı ama meleğime yettide arttı çok mutlu oldu, gün boyunca kumlarla oynadı, kumlarda koştu yuvarlandı, küçük büyük herkesle sohbet etti. Anne babada O'nun mutluluğla mutlu oldu.


Tekrarı bir daha ne zaman olur bilinmez ama belki ramazan sonrası yine kaçamak yaparız olmaz mı beeey? :))

ŞİMDİLİK OYUNCAK YA SONRASI?.....

İşte bizim düldül:))


düldül diyorum çünkü,sahibesi  kızım sayesinde kah salon kah kendi odası derken  ordan oraya gezmekte ve banyodaki yerinde nadir durmakta,


 nerde durması gerektiğini ve ne işe yaradığını vee kime ait olduğunu çok iyi  bildiği halde şimdilik bebişleri için kullanıyor lazımlığını,



merak etmeyin hiiiç kullanılmadı tertemiz:)  


Birkaç kez tuvaletini buraya yapması gerektiğini anlattım ve denedim biraz korktu sanırım hemen kalktı. Bende biraz daha zaman vererek ara ara denemelerde bulunarak ağırdan alıyorum şimdilik.Banyoya her girdiğinde çiiiiiş diyerek oturuyor hemen lazımlığına sonrada bitti deyip kalkıyor.Tabi bunları bezi bağlı iken yapıyor:) Aslında bu yaz tam zamanıydı diyorum kendime ama 2 yaş bitsin öyle diyorum sonrasında. Gözümde çoook büyütüyorum, okuduğum bir sürü yazı bir sürü bu döneme ait not ürküttü gözümü açıkçası. Dışarıdan bakınca ne kadarda basit görünüyormuş yanılmışım.

Tuvalet eğitimine başladım dediğim anda yada şimdide olabilir tüm faydalı fikirlere yorumlara açığım.

SULU BOYA ÇALIŞMASI:)...

Hemde tam sulu bir çalışma oldu gerçekten.


 Parmaklar, sonra bacaklar boyandı. Boyamaktan çok su dolu bardak hoşuna gitti nedense. Birde şu herşeyi ağzına sokma huyu olmasa çok mutlu olacağım. Boya kalemlerini, sulu boya yaparken ki fırçasını her seferinde biraz oynadıktan sonra ağzına sokuyor pis temiz farketmeden.


Boyamak mı keşfetmek mi karar veremedim ben:)

4 Ağustos 2011 Perşembe

YARAMAZ AMA ŞİRİN KIZ...

Öncelikle herkese hayırlı cumalar blog dostları....

Bizim kız bu ara evin belli yerlerindeki belli dolaplara takmış durumda. İllaki hergün açılacak içinden birkaç birşey alınıp yerlere atılacak. Korkumsa çekmeceler. Parmaklarını sıkıştıracak diye uyarıyorum yapma etme diye ama nafile.


Hele ki beni bir işe dalmış şekilde görmesin hiç sesi soluğu çıkmıyorsa anlıyorum ki bir yerde bir işler peşinde:) Her çocuk böyle değil midir zaten. Geçenlerde yine aynı bu şekilde mutfakta yemek hazırlığı içerisindeyken fındık kurdu her zamanki dolabın kapağını açmış meyve sularını muhallebilerini taşımaya başlamış içeri.Bunu farkeder farketmez bizimki hemen başladı benden önce söylenmeye. Hatta bunu kameraya çekmiştim ama yükleyemedim öyle komikti ki görmeliydiniz. Benim kızıcağımın farkında aslında biliyor herşeyi yaramaz.

                                              

Birde odasındaki dolabının bir kapısı uğrak yeri, sürekli orda eller. Ayakkabıları hergün çıkarıyor giymeye çalışıyor hatta giyiyor bile.
  

Şimdilik bunlarla sınırlı karıştırma durumumuz. İnşallah salon, yatak odası ,banyo dolaplarına kadar ilerletmez olayı.

Koltuk kenarlarına basıp koltuğa takla atıp çıkmaya çalışmalar, sandalyelere çıkıp oturmalar bazen çıkamayıp düşme tehlikesi atlamalar, banyoda duran lazımlığını  alıp odasına taşımalar, lazımlığının üzerine tabure gibi çıkıp istediği birşeyi çekmeler, karyolasının korkuluklarına kadar bacağını kaldırıp karyolaya çıkmaya çalışmalar ve dahası. Hepsi bir çocuk için yapılması normal şeyler aslında ,bazıları dışında hep gülüyorum zaten yaptıklarına:)  Ama çoğu zamanda söylediğim şeylere uyması sözümü dinlemesi beni şaşırtıyor bu yüzdende hoş görüyorum yaramazlıklarını:)

MUTFAKTA KIŞA HAZIRLIK....

Öncelikle herkese hayırlı ramazanlar diliyorum. Rabbim bu sıcak günlerde yin kolaylık veriyor öyle değil mi? Bizler ya evimizde yada işyerimizde klimalı yerlerde tutuyoruz orucumuzu. Ya dışarıda güneşin altında çalışmak zorunda kalanlar ne yapsın. Allah onlara güç kuvvet nasip etsin diyerek asıl konumuza gelelim.


İşte yine en organiğinden bunlar.  Ramazan önce canııım memleketime gittiğimde mis gibi toplanmış gelmişti kasalar içinde bu rengine hayran olduğum vişneler. Bahçede bir güzel yıkandı paklandı bazıları reçel oldu bazıları  içilmek üzere hazırlandı bazıları ise poşetlere konulup kışın komposto yada başka şekilde kullanılmak için  dondurucuda yerini aldı.


Defne'yi görmeliydiniz o kadar çok vişne yediki bir an korktum alerji yaparsa diye. Hiç ekşi demeden  yedi durdu meyve aşığı kızım. Limonuda aynı şekilde seviyor. Meyve konusunda  Bursa'daki dedesine çektiği bir gerçek.

  
İstanbul'a dönerken yine organik taze fasülyeler getirdim dalından yeni toplanmış hemide mis gibi. Her seferinde dondurucuya koyarken haşlardım domatesle fakat bu sefer direk doğradım yıkadım ve poşetlere doldurdum en son doğranmış domatesleride üzerine döktüm ve öylece koydum dondurucuya. Ve yine gelirken memleketimin organik pazarından aldığım dolmalık biberleride temizledim diğerleri gibi poşetleyip attım dondurucuya.Bunların resimlerini çekemedim. Kışlık daha hazırlık yapıcam nasipse. Rabbim iyi günlerde ağız tadıyla yemek nasip etsin inşallah.