Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

26 Şubat 2010 Cuma

İLK MİMLENİŞİM:)

Canım arkadaşım Nurcan mimlemiş beni. Çok zor sorular çıktı karşıma, geçmişimi kurcalamam gerekicek:) Sınava girmiş gibi hissettim birden kendimi soru 1-2 diye cevaplarken.Biraz geç kaldım sanırım ama bu ara çok yoğunum işte cevaplarım.


SORU 1: SİZİ MİMLEYEN KİŞİNİN LİNKİNİ VERİN

- Nurcan

SORU2: ÇOCUKLUĞUNUZDA ANNE VE BABANIZLA ( YADA AİLE BÜYÜKLERİ) YAPTIĞINIZ SİZİ SİZ YAPAN
ŞEYLERE KATKISI OLAN BİR OLAY VEYA AKTİVİTE.... VE HANGİ YÖNÜNÜZE KATKISI OLDU?

- İşte bana göre zor sorulardan biri:) aklıma o kadar çok şey geliyor ki hangisini yazsam diye düşünüyorum. İtiraf etmeliyim, çocukluğumda ev işlerinde çok tembel bir kızdım:) bu yüzden annecim çok korkmuş olsa gerek, mutfakta yemek yada hamur işi yaparken beni çağırırdı bir sürü nasihatlarını dinleyerek onu izlememi isterdi. Pek zevk almazdım açıkçası o zamanlar ve bu uzun zaman sürdü böyle.Fırsat oldukça annem bunu uyguladı. Anneciğime çok teşekkür ediyorum şimdi. Ona çok şey borçluyum, çünkü yaptığım her işimde bir katkısı var yaşadıkça görüyorum bunu.

SORU3: ÇOCUKKEN OYNAMAYI EN ÇOK SEVDİĞİNİZ OYUN VE OYUN APARATI NEYDİ?

-Evcilik oynamayı çok severdim. Hayal gücü çok kuvvetli bir kız olduğum için bunu kullanarak kendi kendime konuşur oynardım. Ayrıca kendime kartondan bilgisayar yapar çalışan biriymiş gibi hareket ederdim:)

SORU 4: ÇOCUKLUĞUNUZ VEYA İLK GENÇLİĞİNİZLE İLGİLİ KEŞKE DAHA FARKLI OLSAYDI DEDİĞİNİZ BİR DURUM?

- Çocukluğumla ilgili keşkem olmadı sanırım hiç hatırlamıyorum ama gençliğim derseniz üniversite okumak isterdim gerçi hala geç değil ama ııh artık yapamam gibi.

SORU 5: SOKAKTA OYNAR MIYDINIZ? NELER OYNARDINIZ?

- Evet çok oynardık hemde. Mahallemizde, kimi kız arkadaşımla ayak ipi, kimi tüm çocuklar toplanır saklanbaç, top oynar yada ip çevirerek hoplar dururduk:) çok güzel günlerdi.

SORU 6: ÇOCUKLUK VEYA İLK GENÇLİKLE İLGİLİ İYİKİ BÖYLE OLMUŞ DEDİĞİNİZ BİR OLAY?

- İyiki anne babamın sözünü dinlemişim.

SORU 7: VARSA ÇOCUKLUK DÖNEMİNE AİT BUGÜNÜ ETKİLEYEN BİR OLAY VEYA ANI..

- Kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama o günden bugüne hiç unutmadığım bir rüyam var. Hala aklıma geldikçe çok etkilenirim ve üzülürüm:( Ayrıca nedendir bilmem yuksek sesle konuşan 2 kişi duysam hemen korkarım, sanırım bişeylerden etkilenmişim zamanında hatırlamıyorum.


BENDE SEVGİLİ ARKADAŞIM EKİM'İ MİMLEMEK İSTİYORUM:) ÇOK GÜZEL CEVAPLAR GELİCEK EMİNİM...

19 Şubat 2010 Cuma

3.AY VE YAŞADIKLARIMIZ....



Defne Ela, minik yavrum benim bir ay daha büyüdün. Zaman nasıl hızla geçiyor anlamıyorum. Tüm günüm gözlerinin içine bakarak "hadi tekrar gül" diyerek geçiyor. Hani o emzik ağzındayken sırıtman varya yanakların şişiyor, gözlerin küçülüyor, bitiyorum sana o zaman. Sabahları seni yatağımıza alıp agularını dinlemek, yaptığın şımarıklıkları izlemek, sonrasında evet yine gazı var diyerek masaja başlamak hepsi o kadar güzelki (gaz dışında).

Daha bir akıllandı miniğim, artık yaptığı her hareket daha belirgin ve anlamlı sanki. Koltukta yalnız bırakamıyoruz , yan dönmeye başladı çünkü. Uykularımız düzenli sayılır. Gün içinde kısa aralıklarla bazen ise uzun uykuya dalabiliyor. Gecelerimizde 23.00 da odamıza gidip pışpışlayıp yada ayakta sallayıp uyuyor kızım, sonra sabaha karşı 4 yada 5 gibi uyanıyor emip tekrar uyuyor.Maşallah kızıma benim:)

Bu arada birazda üzüyo kızım beni bu aralar. Çok büyük stres yapmış durumdayım. Sol memeyi artık emmek istemiyor Defne. Neden niçin bilemiyorum. Her türlü deniyorum fakat nafile. Biberona sağdığımda bir güzel bitiriyor fakat memeyi tuttuğu halde emmiyor. Her emzirmeye alışımda dua ediyorum inşallah bu sefer başarırım diye, bazen uzun uğraş sonucu alıyor ama son 2 gündür çok inat etti istemiyor. Ne yapıcağımı şaşırmış durumdayım.Sanki sağ tarafı emiyormuş gibi yatırıyorum, ilk denemeler olumluydu şimdi oda olmuyor. Yan tarafa yatırarak deniyorum, kucağıma alıp ayakta pışpışlayarak deniyorum yine hayır diyor.Ter içinde ve sinirle bırakıyorum sonra. Biberonla süt içmeye alışmasın, diğer memeyide bırakır korkusuyla kaşıkla vermeyi denedim oda çok zor oluyor sütün yarısı boşa gidiyor. Şimdi sağıyor ve biberonla veriyorum.Bu konuda yardımı olacak arkadaşlar varsa önerilerini bekliyorum.

Gelelim doktor kontrlümüze. 17 şubat çarşamba günü doktor amcamızın yanındaydık her ay olduğu gibi. Ela kızımız büyümüş dedi görür görmez Emin Bey. Gülücükler saçtı Defnoş doktoruna. Kızım 6350 kg 62 cm olmuş maşallah. Ağızdan verilen rotavirüs aşısıda yapıldı. Gaz ilacını artık günde 2 ye düşürebilirsin, bundan sonra daha azalmış olur sancıları dedi fakat hala devam ediyor illet gaz olayı. İnşallah bitecek ben ümitliyim:) Emme problemini anlattım doktora, stres yapmamamı zamanla böyle sıkıntılar olabileceğini, bir şekilde aşılabilir bir sorun olduğunu söyledi. Ne zaman isterse o zaman ver sende dedi ve beni emzirme konusunda eğitim almış hemşireye yönlendirdi yardımcı olması için. Fakat Defne tok olduğu için ne yaptılarsa emmedi ve ağladı.Benim evde denemiş olduğum yöntemlere devam etmemi gerekirse aç olduğu zamanda hastaneye gidip tekrar bana yardımcı olabileceklerini söylediler.Bakalım artık uğraşmaya şimdilik inatla devam ediyorum.Tek isteğim 1 sene anne sütü ile beslenmesi okuyanlardan dua bekliyorum :)

18 Şubat 2010 Perşembe

İLK SOBE..(ÇANTAMDA NELER VAR?)


Sevgili arkadaşım Ekim sobelemiş beni. Aradan biraz zaman geçti biliyorum ama ancak bugün yayınlayabiliyorum.
Çalışmayan evsanatçısı olan ben, her kullanışımın ardından, çantamı düzenler içinde gereksiz olan ne varsa atar öyle koyarım yerine.O yüzdendir ki genelde içinde fazla şey olmaz.Şekilde görüldüğü üzere:)
- cüzdanım,
-parfüm ve ne kadar kullanmasamda çantanın bir kenarında duran ruj,
-antibakteriyel ıslak mendil (hamileliğim sırasında domuz gribi korkusuyla alınan),
-boğaz pastili ve baş ağrıları sık yaşadığım için ağrı kesici,
-fiş,
-sakız,
-malum kadınız gerekli pedler:), emzirdiğim içinde göğüs pedi,
-nane şekeri.

Bende İnci ve Nurcan arkadaşlarımı sobeliyorum. Sıra sizde haydi kızlar:)

16 Şubat 2010 Salı

GÜNÜMÜZDÜ KUTLADIK:)


Her 14 şubatta o gün gelir aklıma, birbirimizi ilk gördüğümüz ilk sohbet edip gezdiğimiz. Bu yüzdendir ki bugünün ayrı bir önemi vardır benim hayatımda.

Evliliğimizin ilk yılı haricinde, her sevgililer gününü arkadaşlarımızla beraber kutluyoruz. Kahkahaların, eğlencenin, muhabbetin bol olduğu masamız bu yılda süperdi. Rukiye arkadaşımında bloğunda belirttiği gibi fasıl kısmı fena etkiledi hepimizi:) Her ne kadar eğlenme özürlü olsamda, sonrası harikaydı. Yanımda sevdiğim insan, etrafımda dostlarımız daha ne diyebilirimki.

Minik kızım evde babaanne ve dedesiyle kutladı sevgililer gününü:) Of ne zormuş onsuz dışarıda olmak, sürekli aklım evde, gözüm telefondaydı. Akşama doğru babaannesiyle birlikte yıkadık Defnoş kızımı, uslu dursun uyusun biz eve dönene kadar diye. Aynende öyle olmuş uyumuş, hiç üzmemiş dedesiyle babaannesini. Yine kocaman bir aferin ve öpücük kazandı bizden.
2011 yılının14 şubatında yine sağlıkla çocuklarımızla hepberaber olmak nasip olur inşallah.

11 Şubat 2010 Perşembe

YOĞUN GÜNLER...


Artık kısacıkta olsa dışarı çıkıyoruz kızımızla.Malum kış ve Defne üşür korkusuyla uzun kalamıyoruz gittiğimiz yerde. Geçen hafta, Ayşe teyzesi burdayken kalabalıktır gitsek mi gitmesek mi diye düşünürken, ikea gezisi yapalım dedik ve maşallah çok uslu durdu miniğim. Etrafı o kadar ışıklı ve kalabalık olunca, seyretti hep olan biteni nerdeyim ne oluyor dercesine. Kızım yine annesini üzmedi, ödülü tabiki kocamaaan bir öpücük oldu:) eve gelince.Havalar yavaş yavaş ısınacak bizde daha sık çıkıcaz dışarı inşallah.
Defnecikte bende çok mutluyuz 2 haftadır. Önce Ayşe teyzesi ve fıstık kızları bu haftada anneannesi ve dedesi bizdelerdi. Ama o kadar çabuk geçip gidiyorki günler, hiçbirşey anlamadan gidiyorlar. "Ne kadar hızlı büyüyorsun" dedi dedesi, auuu larla cevap verdi kızımda:) Artık sürekli konuşulsun oyun oynansın istiyor onunla. Gün içerisinde odasına yatırıyorum alışsın diye dönencesine bakarak bir süre yalnız kalabiliyor, sonrasında sıkılıyor ve ağlıyor tabiki. Ama her geçen gün dahada uzuyor bu süre.

5 Şubat 2010 Cuma

DEFNE ELA'YLA İLK YOLCULUK.....

Bu yazımı daha önce yazmam gerekiyordu fakat unutmuşum işte.Kızım 48 günlüktü ve bu Defne'nin ilk uzun yolcuğu,ilk anne memleketine gidişi olacaktı.Sanırım bundan sonra bir sürü ilkler olucak hayatımızda Defne sayesinde. Anneanne ve dedesi, dayı ve yengeleri, teyze ve eniştesi, ablaları ve abisi tüm aile bizi bekliyorlardı. Bende ise bir heyecan vardı ki sormayın. Annemin evine bir anne olarak gidecektim ve ilk kez 3 kişi yolculuk yapacaktık. Bebekler arabada rahatlarlar ve sakin olurlar diye bilinir ya, bende aynen öyle olur diye rahattım. Hem gece yola çıkacaktık hemde Defne uyuyacak bende dinlenmiş olacaktım.Daha doğrusu ben öyle düşünüyordum ki hiçte öyle olmadı.

Öncesinde hazırlık yapmam ve bavulu doldurmam gerekiyordu.Kızımla 2 günlükte olsa uzun yola çıkacak Bursaya gidecektik. Sizler bilmezsiniz yakınlarım beni çok iyi tanır, tek başıma gittiğimde bile küçük bir bavulu dolduracak kadar eşyayı alır çoğunu ,giymeden geri getirirdim:) Bu seferde aynı şeyi kızımın çantasını hazırlarken yaptım.Hava kış ya üşürse, ya kusarsa, ya lazım olursa diye diye bir sürü eşyasını attım çantasına. Kendim içinde aynı şeyleri düşünerek ayrı bir çanta hazırladım tabiki:) Herşeyimiz hazırdı ve yola çıkmıştık büyük bir heyecan ve mutlulukla. Uzun bir süre olmuştu Bursaya gitmeyeli çok özlemiştim. Defne uyuyor oh be bende biraz uyumak istiyorum derken, benim minik yaramazım annesine rahat vermemek için biraz ağlamayı tercih etti:) Başlangıç için biraz diyorum. Feribota bindiğimizde Defne arabanın durmasıylada dahada arttırdı ağlamasını ne yapsam susturamıyorum. Emziriyorum olmuyor, kucağımda sallıyorum olmuyor en son yolda gerekirse diye düşünerek aldığım yastığını ayaklara atıp sallamayı düşünüyorum Defne'yi ama oda yetmiyor.Gazdı bu rahat vermiyecekti bize belli. Ter içinde kaldığım o anda meleğim kollarımda daldı uykuya ve Bursaya gidene kadar hiç uyanmadı.

Gittiğimizde saat 3 tü ve bizi kızımın büyük dayısı ve yengesi bekliyorladı. Sabah yengemin misler gibi hazırladığı kahvaltının ardından, ailece ikindi çayında toplandık. Defne şaşkındı, bir sürü kafa vardı tepesinde ona birşeyler söyleyen:) Yine yengemin ikindi çayı için hazırladığı mamalarıda midelere indirdikten sonra Ayşe teyzemize gitmek üzere çıktık ordan.Defne huzursuz ve uykusuzdu. Kalabalıktan mı yoğun ilgiden mi bilmem, değişmişti huyu buda beni bitkin bırakıyordu. Ablama geldiğimizde yine tüm ailem hep beraber olmanın bana verdiği o mutluluk tüm yorgunluğumu alıp götürüyordu. Herkes bizim için hazırlık yapmıştı ne güzel.Hepinizi çok ama çok seviyorum. O günün sabahı Ayşe teyzemizde yapılan güzel kahvaltının ardından evimize dönüş hazırlığı yaparak çıktık yola. Arkamızda bir sürü, yarı tebessüm yarı hüzünle sallanan eller bırakarak ayrıldık ordan. Defne uyuyordu ve maşallah evimize gelene kadarda hiç uyanmadı canım kızım.

Bebeğim benim, sen biraz daha büyü yine götürecek baban bizi, bu sefer biraz uzun kalıcaz seninle ananede, bu sadece benim hayalim:) Hem bu kez büyüdüğün için daha rahat ederiz diye düşünüyorum.

GÜZEL BİR HAFTA SONU...

İnsanın bitmesini istemediği an yada günler vardır ya. Ben ve kızımda aynen böyle bir hafta sonu geçirdik. Çünkü kızımın Ayşe teyzesi, Melike ve Berra ablaları bizdelerdi. Bol muhabbetin ve Berra'nın çığlıklarının olduğu 3 güzel gün yaşadık:) Defne gülücükler saçtı teyzesine ve ablalarına.

Arada kilometreler olunca,insanın özlemi dahada artıyor sevdiklerine.Sürekli beraber olmak, telefonda yapılan uzun sohbetler, yanyana konuşulsun istiyorsun. Sağlık olsunda deyip yatıştırıyoruz içimizdeki hasreti. Neyse derin konular bunlar fazla uzatmasam iyi olur:) İnsanın ablasının olması ne güzel birşey.Yaşım ilerledikçe, büyüdükçe daha iyi anlıyorum bunu. Uzakta bile olsan dertleşebiliceğin, herzaman yanında olabileceğini bildiğin biri var biliyorsun. Bu arada abiler alınmasın:)) Sizin yerinizde çok ayrı tabiki sırası gelince sizede gelicem:)

Uzun sabah kahvaltıları, kızım sayesinde aceleyle içilen ikindi çayları, daha karnımız acıkmadan akşama ne pişirsek derken geçiverdi günler. Canım ablam gitmeden Defne'yi yıkadık kahkahalar eşliğinde. Kızım öyle bir bakınıyor gülüyorki pıçı pıçı yaparken:) banyo sonrasıda uzun uykusu olduğu için bu Berra ablasına çok koydu. Uyumasın , neden uyuyo , açsın gözünü, bana baksın deyip ağladı Berruş. Defne uyandığında ise, teyze sen işine bak, ben Defne'ye bakarım dedi sürekli cadı Berra. Kar yağacak korkusuna hemen gitti teyzemiz, bu bize hiç yetmedi haberiniz olsun. Canlarım benim sizi çok seviyorum, yine gelin daha uzun bizimle olun arayı uzatmayalım tamam mı Nayşe'cim:))



İşte buda Berra kız:)))