Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

29 Temmuz 2011 Cuma

20 AYLIK KIZIMLA ...

Kaybolduk sanki yine, neden böyle oluyor anlamıyorum sürekli elimin altında olan bilgisayarımı alıp bişeyler yazmak gelmiyor içimden. Okuyorum bakıyorum ama yazamıyorum. Hep en son postu yayınlarken, arayı bu kadar açmayacağım diyorum ama birşeyler oluyor sözümde duramıyorum.İki gün sonrada " ramazan ayı girdi" der bunu bahane ederim biliyorum:)

Neyse önemli olan geçte olsa burdayım ya öyle değil mi)

Geçen hafta kızımla bir haftalık Bursa tatili yaptık  ve geldik evimize. Keşke daha uzatabilseydim ama olmuyor işte. Gitmeden yapmış olduğum derin temizliğin üzerinden ertesi gün şöylece bir geçip rahat bir nefes aldım diyebilirim.


Bursa'da çook sıcaktı tabiki bugün ki gibi. Bahçeye balkona çıkamadık gün boyu. Akşam üzeri hava serinlemeye başlayınca attık hemen kendimizi bahçeye top oynadık kızımla, çiçekleri suladık, son kalan minicik çilekleri topladık, dut kopardık, fındık yedik veeee boş kalan zamanın da ise kızım çiçekleri yoldu:))
  

Ah anneanne görse nasılda yanardı içi. Çok kıymetlidir bahçesi. "Kızım yapma etme kokla " dediysem de fayda etmedi. "Cici cicii" deyip gözümün içine bakarak kopardı canıım çiçekleri:) Birde bol bol karınca kovaladı bahçede, yakalamaya çalıştı" böcük böcük" diye diye.


20. ayınıda bitirmiş oldu kızım böylelikle. Ne kaldı ki 2. yaşımızı kutlamaya. Zaman çok hızlı ilerliyor. Ramazandı kurbandı bayramdı derken kasım ayı gelecek inşallah. Rabbim sağlık sıhhat nasip etsin yeterki.

Şükür herşey yolunda, Kızımla aramız iyi arada kavgalarımız oluyor malum. Eh birde bu sıcaklar olmasaydı ne iyi olacaktı. Hiç sevmiyorum hiiiiç. Günde iki kez duş aldırmama rağmen Defne'ye yinede isilik oldu boynunda ve bez bağlanan kısmında. Hassas bir cildi var.  Bez demişken bu konu hakkında da yazmak sormak öğrenmek istediğim çok şey  var. Yani tuvalet eğitimi hakkında. Ufak tefek girişimlerde bulunuyorum şimdilik azda olsa. Belki üzerine düşsem sanki söyleyecekmiş gibi çünkü herşeyi biliyor artık. Neyse sonra tartışırız bu konuyu çok hassas çünkü:)

Haa birde emzik var bıraktırmamız gereken. Şimdiler uyku sırasında veriyorum, uyandığında kargaya atıyoruz beraber. Uyku zamanı geldiğinde "kaga memeyi detiy" , uyandığında ise emziğini yere atıp "kagaya attık " diyor meleğim. İnşallah bunuda aşıcaz kısa sürede kolayca, öyle diliyorum.

Bizde durumlar bu şimdilik. Bol keyifli serin günler diliyorum herkese....

15 Temmuz 2011 Cuma

BERAT KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN..


Ramazan ayının müjdecisi olan ve Şaban ayının ondördüncü gecesini on beşinci gününe bağlayan Berat Kandili,İslam dininde kutsal kabul edilen gecelerden biri olup, günahların affı ve kulların temize çıkarılması anlamına gelir.
 
Berat Kandili, ''Rahmet Gecesi'' olarak da adlandırılıyor. Kur'an-ı Kerim'in dünyaya toptan indirildiği gece olarak da bilinen bu gün, bazı alimlerce kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan Mekke'deki Kabe istikametine çevrilmesinin Hicretin ikinci yılında Berat Gecesinde gerçekleştiğini kabul etmeleriyle de ayrıca önem arz ediyor.
 
"Bu gece, Rabb'imize, kendimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlatır, hata ve günahlardan tövbe ederek uzaklaşma imkanı sağlar."
 
Bu geceye mahsus belirli bir ibadet yoktur.Gecenin manevi değeri dolayısıyla çokça tevbe ve istiğfarla, namaz, Kur'ân tilaveti, zikir, ve salavatla, hayır dualarla geçirilmesi, bu gece vesilesiyle muhtaçlara yardım ve benzeri hayırlı amellere özel bir önem verilmesi müstehaptır. Kaza namazının kılınması daha isabetli olacaktır. (alıntı)
 
Berat Gecesi Duasi
 
"Bismillâhirrahmanirrahim.
Eûzu bi-afvike min ikâbike
ve eûzu ...bi-ridâke min sahatike
ve eûzu bike minke celle vechuke
lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike."

Anlamı:
"Ya Rabbi,
cezandan affına sığınırım,
gazabından rızana sığınırım,
senden sana sığınırım,
Zatın yücedir,
seni övmek için kelime bulamıyorum,
Sen kendini övdüğün gibisin."
 
DUALARDA UNUTULMAMAK DİLEĞİMLE HERKESE HAYIRLI KANDİLLER....

YİNE CANLAR YANDI, YİNE VATAN SAĞOLSUN....

"Öldürenlere Kahhar isminle ,
şehit olanlara Rahman ve Rahim isminle,
yaralı askerlere Şafi isminle Tecelli et Ya Rab.."

Şu mübarek cuma günü ve kandil günü düştü acı yüreklere. 13 askerimiz 13 ana kuzusu şehit oldu vatanımız için bizler için. 
Rabbim anne babalarına yakınlarına eşlerine sevdiklerine sabırlar versin hepsinin.

13 mehmetçikten biride benim memleketimden İnegöl'den.

Sabah okuduğum bu yazı ile acım dahada katlandı sanki.

İşte şehidimizin son mesajı :

Diyarbakır'ın Silvan ilçesi kırsalında teröristlerce şehit edilen12 askerden biri olan er Aykut Delimehmetoğlu'nun sosyal paylaşım sitesindeki son mesajı yürek burktu. 29 Mayıs tarihinde kişisel sayfasında son mesajını yayınlayan Bursalı şehit er Delimehmetoğlu'nun, "Bir şafaktım askerin duvarda yırttığı bir takvim yaprağında geri kalan umut rakamlar oldum. " yazdığı görülüyor.


Şehit Aykut Delimehmetoğlu'nun acı haberi, dün akşam geç saatlerde İnegöl'de yaşayan ailesine verildi. Jandarma Bölük Komutanlığı'ndan bir heyet tarafından sağlık ekipleri eşliğinde şehit haberi alan aile adeta yıkıldı. 5 aylık asker olan Delimehmetoğlu'nun 2 ay önce dağıtımının, Diyarbakır'da pusuya düşürülen birliğe çıktığı öğrenildi. Şehit Aykut Delimehmetoğlu'nun, facebook'ta yer alan kişisel sayfasında son mesajını 29 Mayıs tarihinde yayınladığı görüldü. Şehit er, saat 14. 08'de yazdığı mesajında şu ifadeleri kullanıyor: "Bir şafaktım askerin duvarda yırttığı bir takvim yaprağında geri kalan umut rakamlar oldum. " 

Ne hayalleri vardı hepsinin ne umutları kim bilir. Hepsinin ayrı hikayesi ayrı bir bekleyişi. Kimi evlenecekti belki sevdiği kızla kimi nişanlanacaktı. Kimisi yavrusuna kavuşacaktı teskereyi alınca. Çok  büyük acı yarabbim dayanma sabrı ver.

TEKRAR ALLAH ACILI YÜREKLERE SABIRLAR VERSİN.

BAŞIMIZ SAĞOLSUN... 

12 Temmuz 2011 Salı

BİRAZDA ÇİZİM....

Çok zaman oldu kızımın boya kalemleriyle tanışması. Çok sevdi rengarenk boyadıkça defterini. Fakat zaman geçtikçe defter dışına çıktı çizimleri:) Bazen bacaklarını bazen kollarını boyadı bazen ise ağzına sokmak dişleriyle kemirmek çok daha hoşuna gitti. Sonucu siz düşünün allara, sarılara, pembelere boyanmış bir Defne böylede çok güzel benim kızım.






Şirin boya kalemlerinin kapaklarını, bütün parmaklarına takıp bir güzel oynuyor karalamadan sıkılıp. En sonunda ise hepsini bir yere fırlatıyor, annesinin toplayacağını bildiği için sanırım:)

Lekesi çok kolay çıktığı için sorun olmuyor nereyi boyarsa boyasın rahatım o yönden.

Kızımın ellerinden çıkan harika  çizimler, dosyada toplanmakta tarih not edilip:) Bakarsınız mini sergi yaparız ileride:)))

BÜYÜK YARDIMCIM...

MI ? desem ne desem bilemiyorum bu kız için.


Ramazan gelmeden şöyle temizlik yapayım dedim ama Defne kız fırsat vermiyor. Bir iki saatte yapacağım yada yaptığım işi artık akşam oluyor öyle bitiriyorum. Bir yandan temizlik yaparken diğer yandan da onu oyalamaya çalışıyorum. Böylelikle hem beden hem çenem yoruluyor:)


Perdeler yıkandı camlar silindi halılar yıkatmaya verildi daha yapılacak bir sürü iş var ama yol katedemiyorum. Bu halimi görünce "heyyy gidi Beyhan neydin ne oldun" diyorum:)  Şimdi hatırlıyorumda hamileliğim son aylarında o kadar şişmiştim ki zor hareket ediyordum. "Allah'ım koşmak zıplamak hiç oturmak istemiyorum artık" demiştim. Ya şimdi birazcık dinlenmek istiyorum diyorum, insanoğlu işte.



Bu fotoğraflarda anne kan ter içinde koştura koştura iş yaparken, Defne kızın merdiveni her boş bulduğunda atağa geçmiş anında çekilmiştir. Yapma kızım etme kızım düşersin kızım dedikçe o benden çok bağırarak amacına ulaştı. Ama çok şeker değil mi:))
  


Neyse bu satırlar Defnoş uyurken yazılmaktadır,  şimdi iş zamanı haydi bana kolay gele....

11 Temmuz 2011 Pazartesi

BİTEN GİDEN AMA YAZILMAKTA GEÇ KALINAN 19. AY.....

Uzzuuuun bir aradan sonra tekrar merhaba herkese ve canım bloğuma:)

Umarım keyifler yerindedir. Biz iyiyiz hamdolsun. Kızımda bende kalabalık bir o kadarda güzel haftalar geçirdik. Şimdi ise edi büdü misali yalnız kaldık. Babaanne ve dedemizde tatile gidiyor yarın ve iyice ıssız kalıcak evimiz.

Nerden nasıl başlaması söze tam toparlayamıyorum fakat bişeyler döktüreceğim işte.

Öncelikle kızım 19 ayını çoktaaan bitirmiş, tam bir şımarık, 2 yaş sendromu dedikleri olaya adım atmış, arada huysuz, park bahçe delisi, oturmak nedir bilmeyen,ama her daim mutlu bir kız olmuştur bu böyle biline.

Dişler ne durumda diyen olursa, şuan 11 dişi var. Diğerleride her an paaaat diye patlayabilir. Sorunsuz geçiriyoruz bu diş dönemini şimdilik şükürler olsun.

Yeme durumu sorunlu, bazen istekli çoğunlukla isteksiz ama meyveye kesinlikle hayır demiyor. Hatta sabah uyanıp mutfağa girer girmez masa üstündeki meyveleri görünce dayanamıyor kahvaltı öncesi atıştırıyor. Keşke herşeye böyle istekli olsada yese. Süt kahvaltıda içiyor onuda severek değil.

Uyku düzeni son birkaç haftadır değişmiş durumda. Gündüz öğle saatlerinde 2 saatlik bir uykusu var. İkindi gibi tekrar uyurdu ama o bu aralar yok. Akşam 21-22 saatlerinde gece uykusuna yatıyor yorgun bir şekilde. 

Dediğim gibi sürekli gezmek, salıncakta sallanmak, kumlarla oynamak, çimlerde koşmak hatta yuvarlanmak, şarkı söyleyip dans etmek, kitaplarını yerlere atıp üstlerine basmak, dolabından ayakkabılarını, tşörtlerini çıkarıp giymeye çalışmak, almış olduğumuz fakat o döneme daha geçmediğimiz adım bile atmadığımız lazımlığı banyodan alıp alıp oda oda gezdirmek, bulaşık  ve çamaşır makinesi boşaltımında anneye yardım etmek, rakamları gördüğünde bi üc bes atı diye saymaya başlamak, cümleler kurmaya çalışmak (baba ditti, abi del, paka ditti, düttüm acıdı vs vs) ve aklıma gelmeyen daha bir sürü aktiviteleri var gün içinde kızımın. İnanılmaz yoruyor beni yetişemiyorum hızına artık. Her dışarı çıkışımızda yorgunluktan bezmiş bir şekilde dönüyoruz eve. Elini tutmamıza izin vermiyor kucak zaten hiç sevmedi sevmiyor bebek arabası ııh hiç ona göre değil. Hep özgür hep özgür dee heryerde olamıyor bu işte.

Velhasıl biten 19. ayın hatta yakında bitecek 20. ayın özetide böyle blogdostlar:)

Yazacak çok şey birikti inşallah zaman buldukça devam edeceğim.

Kocaman kucak dolusu sevgiler.........................