Lilypie Third Birthday tickers

Lilypie Fourth Birthday tickers

5 Şubat 2010 Cuma

DEFNE ELA'YLA İLK YOLCULUK.....

Bu yazımı daha önce yazmam gerekiyordu fakat unutmuşum işte.Kızım 48 günlüktü ve bu Defne'nin ilk uzun yolcuğu,ilk anne memleketine gidişi olacaktı.Sanırım bundan sonra bir sürü ilkler olucak hayatımızda Defne sayesinde. Anneanne ve dedesi, dayı ve yengeleri, teyze ve eniştesi, ablaları ve abisi tüm aile bizi bekliyorlardı. Bende ise bir heyecan vardı ki sormayın. Annemin evine bir anne olarak gidecektim ve ilk kez 3 kişi yolculuk yapacaktık. Bebekler arabada rahatlarlar ve sakin olurlar diye bilinir ya, bende aynen öyle olur diye rahattım. Hem gece yola çıkacaktık hemde Defne uyuyacak bende dinlenmiş olacaktım.Daha doğrusu ben öyle düşünüyordum ki hiçte öyle olmadı.

Öncesinde hazırlık yapmam ve bavulu doldurmam gerekiyordu.Kızımla 2 günlükte olsa uzun yola çıkacak Bursaya gidecektik. Sizler bilmezsiniz yakınlarım beni çok iyi tanır, tek başıma gittiğimde bile küçük bir bavulu dolduracak kadar eşyayı alır çoğunu ,giymeden geri getirirdim:) Bu seferde aynı şeyi kızımın çantasını hazırlarken yaptım.Hava kış ya üşürse, ya kusarsa, ya lazım olursa diye diye bir sürü eşyasını attım çantasına. Kendim içinde aynı şeyleri düşünerek ayrı bir çanta hazırladım tabiki:) Herşeyimiz hazırdı ve yola çıkmıştık büyük bir heyecan ve mutlulukla. Uzun bir süre olmuştu Bursaya gitmeyeli çok özlemiştim. Defne uyuyor oh be bende biraz uyumak istiyorum derken, benim minik yaramazım annesine rahat vermemek için biraz ağlamayı tercih etti:) Başlangıç için biraz diyorum. Feribota bindiğimizde Defne arabanın durmasıylada dahada arttırdı ağlamasını ne yapsam susturamıyorum. Emziriyorum olmuyor, kucağımda sallıyorum olmuyor en son yolda gerekirse diye düşünerek aldığım yastığını ayaklara atıp sallamayı düşünüyorum Defne'yi ama oda yetmiyor.Gazdı bu rahat vermiyecekti bize belli. Ter içinde kaldığım o anda meleğim kollarımda daldı uykuya ve Bursaya gidene kadar hiç uyanmadı.

Gittiğimizde saat 3 tü ve bizi kızımın büyük dayısı ve yengesi bekliyorladı. Sabah yengemin misler gibi hazırladığı kahvaltının ardından, ailece ikindi çayında toplandık. Defne şaşkındı, bir sürü kafa vardı tepesinde ona birşeyler söyleyen:) Yine yengemin ikindi çayı için hazırladığı mamalarıda midelere indirdikten sonra Ayşe teyzemize gitmek üzere çıktık ordan.Defne huzursuz ve uykusuzdu. Kalabalıktan mı yoğun ilgiden mi bilmem, değişmişti huyu buda beni bitkin bırakıyordu. Ablama geldiğimizde yine tüm ailem hep beraber olmanın bana verdiği o mutluluk tüm yorgunluğumu alıp götürüyordu. Herkes bizim için hazırlık yapmıştı ne güzel.Hepinizi çok ama çok seviyorum. O günün sabahı Ayşe teyzemizde yapılan güzel kahvaltının ardından evimize dönüş hazırlığı yaparak çıktık yola. Arkamızda bir sürü, yarı tebessüm yarı hüzünle sallanan eller bırakarak ayrıldık ordan. Defne uyuyordu ve maşallah evimize gelene kadarda hiç uyanmadı canım kızım.

Bebeğim benim, sen biraz daha büyü yine götürecek baban bizi, bu sefer biraz uzun kalıcaz seninle ananede, bu sadece benim hayalim:) Hem bu kez büyüdüğün için daha rahat ederiz diye düşünüyorum.

3 yorum:

istebudurhayat dedi ki...

Canım ya nasılda içten yazmışsın
okumadım yaşadım sanki tüm yazdıklarını
Allah kavuştursun canım benim

Defne Kızın Anası dedi ki...

cerenimin annesi, yazarken tekrar yaşadım bende o günkü duygularımı:) teşekkür ederim.

Işıl dedi ki...

SAGOL